Siyasi Cinayet ve Dink: Tarihle yeni köprüler kurmak

Hrant Dink’in siyasi bir cinayete kurban gitmesi, Türkiye’nin dış politikasını kuşatan büyük bir tartışma başlattı. Eğer katil bir gün içinde yakalanmasıydı, Türkiye’nin kamu diplomasisi daha çok zarar görebilirdi. Özellikle uluslararası basın hep birlikte cinayetin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği girişimleri için büyük bir darbe olduğunu ve Türkiye’nin imajının çok büyük zarar gördüğünü dillendirmeye başladı. Böylece, bu […]

Devamını Oku...

Kürt Aydınlar Siyasi Açıdan Günahsız mı?

Türkiye’de en fazla sorulan soru şudur: Irak’ta ne olacak ve Türkiye nasıl bir barış aramaktadır? Geçen Çarşamba günü Amerikan Başkanı George W. Bush’un açıkladığı yeni Irak planı pek umut verici değildir; ancak ABD’nin öngörülebilir gelecekte Irak’ı terk etmeye niyetli olmadığını göstermiştir. Başkan Bush’un, Amerikan işgalinin bölgeyi daha da istikrarsızlaştırdığını itiraf etmesi bile Bush Yönetimi’nin bu […]

Devamını Oku...

Başer İstifa Etmeli mi?

Yeni yıl Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın, Türkiye ve ABD arsındaki “terör karşıtı koordinasyon mekanizmasının” başarısız olduğunu itiraf etmesiyle başladı. Bu girişim geçen yıl büyük bir tantana ile başladığında bu girişimin, uzun zamandan beri sessiz olan PKK’nın toptan imhasını sağlayacağı hususunda pek az uzman iyimserdi. Başbakan’ın “Kürt sorunu benim sorunumdur” ifadesi bile yanlış bir beklentiye yol […]

Devamını Oku...

Türk dış politikası ve güvenlik politikasının analizi (II)

Geçen yılın ikinci yarısında, Türkiye öncelikle reform sürecinde elinden gelenin en iyisini yapmamakla suçlandığı için Türkiye-AB ilişkilerinde bir “tren kazası” çok olası görülüyordu. Türkiye’nin reform yorgunu olduğu doğrudur. Geçen birkaç yılda AB ile zorlu müzakerelerin ardından Türk hükümeti halk arasında AB karşıtlığını azaltmaya odaklandı. Zira halkın AB üyeliğine verdiği destek büyük ölçüde düşmüştür; desteğin geçen […]

Devamını Oku...

2006 yılı Türk dış politikası ve güvenlik politikasının analizi (I)

Türk dış politikası küresel gelişmelerin yanı sıra bölgesel gelişmeler açısından da heyecanlı bir yıl daha geçirdi. Dış politika meselelerine ilişkin — Türkiye’nin dünyanın diğer bir çok ülkesine nazaran büyük ölçüde ilerlemiş demokratik bir ülke olduğunu gösteren — Türkiye içindeki tartışmalar oldukça nitelikliydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül “mükemmel bir ikili” olarak […]

Devamını Oku...

Daha Esneklik Lütfen !

Türk Hükümeti bir kez daha dünya manşetlerinde! Bu şartlar altında Türkiye’nin her hangi bir öneri yapabileceği beklenmiyordu. Türkiye’nin Avrupa Birliği müzakere sürecinde bir adım daha atmak amacıyla bir havaalanını ve bir limanını açmayı önermesi siyasiler arasında şaşkınlığa yol açtı. Tabii ki Türk iç siyasetinde de hala devam eden hararetli bir tartışmaya yol açtı. Bu gelişme […]

Devamını Oku...

Papa’nın Ziyareti ve Türk Laikliği

Papa 16. Benedict’in Kasım ayının sonunda yapacağı ziyaret bazı tartışmalara yol açtı. Bizans imparatoru ve İranlı bir filozoftan bahsettiği Almanya’daki ünlü konuşmasında İslam dünyasında büyük bir ses getirecek şekilde İslam ve onun peygamberi Muhammed’i ve bazı İslam ülkelerinde Hıristiyanlara yönelik saldırıları eleştirmişti. Papa ve Vatikan büyük olasılıkla böyle bir tepkinin olacağını beklemiyordu. Dolayısıyla Papa üzgün […]

Devamını Oku...

Erdoğan’ın ikilemi: Cumhurbaşkanı olmak ya da başbakan kalmak

Başbakan Recep Tayip Erdoğan geçen hafta sonu bir kez daha partisinin tartışmasız lideri olarak seçildi. Bunun uzun vadede hem ülke için hem de parti için bazı sonuçları olacaktır. Özellikle, gelecek Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağı tartışması şimdi hiç olmadığı kadar önemlidir. Son haftalarda bazı siyasi partilerin yanı sıra iş dünyasından üniversitelere, ordudan sendikalara […]

Devamını Oku...

Türkiye’nin AB’ye “diyet” borcu?

Türkiye 1999’da AB üyeliği için aday ilan edildiğinde Türk siyasetçiler ve entelektüeller rahatlamışlardı ve AB üyeliği için kamuoyunun desteği en yüksek düzeye – yüzde 75 – çıkmıştı. Türkiye artık Avrupa’nın geleceğinin vazgeçilmez bir parçası olarak görülmeye başlamıştı ve bu, aslında, ortak Avrupa düşüncesi ve aklının bir başarısı şeklinde değerlendirilmişti. Ondan sonra Türkiye – AB ilişkilerinde […]

Devamını Oku...

Ağar Siyasal Depremi Tetikledi

Doğru Yol Partisi (DYP) lideri Mehmet Ağar’ın güneydoğu Anadolu’da yaptığı bir konuşmada, PKK teröristlerinin dağlarda Türk ordusuna karşı savaşmak yerine şehirlerde siyasete girmelerinin kendileri için daha iyi olacağını söylemesi ile Türk iç siyaseti çalkalandı. Bu bir cümle öyle bir etki yaptı ki Ağar bugün Türkiye’de en çok konuşulan ve tartışılan kişi oldu. Aslında yeni bir […]

Devamını Oku...

Fransa’nın Kararı: Akıllıca mı ahmakça mı?

“Soykırım Yasası” için beklenen sonuç Fransız Parlamentosu’nda, 448 parlamenterin bulunmadığı bir oturumda 119 evet oyu ile alındı. Bu Fransız demokrasisi için gerçekten kara bir gündür. Bir milleti soykırımı ile suçlamak bu kadar önemliyse bu tarih ile ilgili olmalı, bu şekilde değil. Ermeni diasporası mutlu ancak hiç bir şey başarılmış değil. Fransız parlamentonun kararına ve Fransız […]

Devamını Oku...

Merkel’in İftarı

Alman başbakanı Angela Merkel’in geçen haftaki Türkiye ziyareti önemliydi ancak heyecan verici sonuçlar doğurmadı. Aksine, özü itibariyle tamamen ekonomi ile ilgiliydi – bunda yanlış bir şey yok; Türkiye altyapısını geliştirmek için Alman yatırımlarına ve teknolojisine ihtiyaç duyuyor ve Merkel Almanya’nın bu ülkedeki ve bölgedeki gelecek yatırımları için Türkiye’nin ne anlam ifade ettiğini şimdi daha iyi […]

Devamını Oku...

Önemli Bir Ziyaret, Önemli Mesajlar

Başbakan Recep T. Erdoğan’ın başbakan olarak Washington’a yaptığı muhtemelen son ziyaret bugün başlıyor. Son ziyaret, çünkü Erdoğan ülkenin cumhurbaşkanı olmak yolunda ilerliyor ve ABD Başkanı George W. Bush ile sonraki görüşmesini belki onun Türk muadili olarak yapacaktır. Erdoğan şimdiye kadar cumhurbaşkanı olmak istemediğine dair bir emare göstermedi. Türk siyasetçilerinin klasik davranışı aday olup olmayacaklarını açıklamak […]

Devamını Oku...

Uzun bir Savaşın Başlangıcı mı?

Uluslararası Stratejik Etütler Enstitüsü’nün (IISS) 8-10 Eylül tarihlerinde Cenevre’de gerçekleşen Dördüncü Küresel Stratejik Değerlendirme toplantısı “Çatışma ve Barış Üzerine Yeni Düşünce” konusunu ele aldı. Elliden fazla ülkeden 400 civarında entelektüel, siyasetçi, diplomat, akademisyen ve subay dünyanın bugün karşılaştığı tehditleri ve bu tehditlerin geleceğini tartıştı. Gerçekten de gelecek nesiller için dünya şimdi yalnızca Thomas Friedman’ın deyişiyle […]

Devamını Oku...

Hayır Deseler de Evet Deseler de Lanetli Bir Karar!

Hüseyin Bağcı Türk tarihine bakarak Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderme konusunda yaşadığı ikilemin tarihsel köklerini bulmuştur: söylemek istediği eğer Türkiye dışarıda kalırsa yeni oyuncular Orta Doğu’da kendilerini gösteririler. Hükümetin Lübnan’a asker gönderme kararının Meclisten yarın onay alacağı neredeyse kesindir. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in hükümet ile olan temel ayrılıkları hala aynıdır ancak hükümet şu anda siyasi yelpazenin […]

Devamını Oku...

Sezer Hükümete Karşı: Temel Farklar

Türk hükümetinin Lübnan’a asker gönderme kararını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer geçen hafta bir resepsiyon sırasında bazı soruları cevaplarken çok güçlü bir şekilde eleştirdi. Meclis Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanının sözlerinin kendi kişisel görüşleri olduğunu ve hükümetin konuyu Meclis gündemine getirme ve onay alma kararını bağlamayacağını söyledi. Aslında Meclis büyük olasılıkla onay vermek için 19 Eylülde toplanacaktır. […]

Devamını Oku...

Sınır Güvenliğine İhtiyaç Var

Lübnan’a Barışı Koruma Gücü gönderilmesi hükümetin gündemindeki bir numaralı meseledir. Sorun Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi değil daha çok Türkiye’nin bu barışı koruma gücüne nasıl ve hangi koşullar altında katkıda bulunacağıdır. Ancak Lübnan’a asker gönderilmesi TC Anayasası’nın 92. Maddesine göre TBMM’nin onayını gerektirir. Orta Doğu’daki olası barış üzerine olan tartışmalar hala önemli bir noktayı gözden kaçırmaktadır: […]

Devamını Oku...

İslamcı Tehdit ve Yeni Dünya Düzeni

İslam’ın Batının yeni düşmanı olarak Soğuk Savaştaki ideolojik karşıtlığın yerini alabileceği yönündeki ilk akademik argümanlar 1990larda ortaya çıktı. O yıllarda Siyasal İslami hareketler liberal Müslüman ülkelerde güçlenmekteydi ve üniversiteler bu yeni konuyu analiz etme üzerine yoğunlaşmışlardı. 1990ların sonlarında İslam ve terörizm akademik yazılar ve basındaki makalelerde çok kullanılan sözcükler oldular. 11 Eylül saldırılarından sonra bu […]

Devamını Oku...