SÖZDEN SESE, SESTEN EYLEME

1970 li yıllarda Kepirtepe’ de okurken okul duvarında gördüğüm bir sözü notlarıma yazmışım; “Bugün, hayatınızın geri kalanının ilk günüdür.” İlköğretim birinci sınıfa giden kızım 2008 e adım atmayı büyümenin verdiği heyecan ile sevinçle karşılarken yaşı 50 yi aşanlar bir yaş daha büyüyüp ihtiyarlamaya yaklaştığı için biraz da hüzünle karşılamışlardır yeni yılı. Duvar yazısındaki anlam yaşama […]

Devamını Oku...

“Demirkırat” Demokrasisinden Kurtulmak

Bizde “demokrasi” sözcüğü “demirkırat”tan gelir (!). Demokrasi ile benzeştiği tek yer ilk üç harfinin aynı olmasıdır. Osmanlı zamanında demokrasi elbette olmazdı çünkü padişahlık vardı. Cumhuriyetin kuruluşunda ve 1950’ye kadar da tek parti iktidarı olduğundan demokrasi olmadığı yazılıp durur. Bunun için de adı bile Demokrat olan Demokrat Partinin iktidara gelmesi ile ülkemize de demokrasi geldi diye […]

Devamını Oku...

FEDA EDİLEN SEVDALAR

“Ağır ağır giden karıncaya sormuşlar. Nereye gidiyorsun. Uzaktaki sevdama demiş karınca. Bu ayaklarla zor gidersin demişler. Olsun demiş karınca, ona varamasam da YOLUNDA ÖLÜRÜM..!!” İçinde bulunduğumuz çağda belki ölüm sözcüğü bile soğuk gelmekte ve hiçbir dava ölüme değmez denebilmektedir. Ancak bu gün değişik bölgelerde ve değişik sebeplerle her gün artan ölümleri yaşadıkça, karınca örneği büyük […]

Devamını Oku...

“YOLA DEVAM” MI?

Bir seçim daha geçti. “Taş” olan vatandaş sesiz ve sakin bir şekilde kendine uygun bir manivela buldu ve dört yıl oturacağı yeni yeri buldu. Aslında manivela istemedi ve yeni yerine daha bir keyifle ve güçlü olarak oturdu. Çok şey söylenecek elbette ama “en önce barış” diyen biri olduğumdan olsa gerek ilk anımsadığım, 2. Dünya savaşı […]

Devamını Oku...

Sol dürüstlüğün sembolüdür

Ülkemiz topraklarında sol ve sosyalist düşünce tüm zamanlarda hep örtüldü, örtülmeye çalışıldı. Sistem tarafından yurttaşın önüne konan sol zaten hiçbir zaman sol olmadı. Kısaca bakmak gerekirse ülkemizde sol düşünce tarzı genellikle şöyle tanımlandı, tanıtıldı diyebiliriz: İnsanlar aydınlanmış ve aydınlanmamış olanlar şeklinde iki türlüdür ve aydınlanmış olanların diğerlerini aydınlatmak görevidir. Sol, ‘aydınlatan’dı bu durumda veya ‘terbiye […]

Devamını Oku...

SIRASI MI ŞİMDİ!

—Ülkenin ekonomik sorunlarını nasıl çözeceksiniz? —Sırası mı şimdi, önce güvenliği sağlamak gerekir. —Partinizin dış ilişkileri nasıl olacak, örneğin İsrail’e karşı desteklediğimiz Filistin halkı birbirini yiyor. El Fetih ile Hamas iç savaşa tutuştu…? —Sırası mı şimdi kardeşim, zaten dış ülkeler körüklüyor terörü, onlarla politika mı olur. —Yahu çiftçi her gün daha da kötüye gidiyor, buna nasıl […]

Devamını Oku...

GAZİLER VE ŞEHİTLER

Sol siyaset hep suçlanmıştır bu ülkede; şehitlere ve gazilere gerekli saygıyı göstermiyor ve sahiplenmiyor diye. Derler ya “külli yalan”, aynen öyledir. Ama ne yazıkki şiddeti yaratan ve körükleyenlerin, gazi ve şehitlerin olmasını sağlayanların egemen olduğu sistemde bunu anlatmak gerçekten çok zordur. Kirlenme başlayınca önce beyazlarda belli olur. Beyazlardaki bir leke gözükür de, siyahta her taraf […]

Devamını Oku...

SOLU TANIMLAMAK

Yerel siyasetin nabzını tutmak köşe yazarlarının görevi mi bilmiyorum. Ama benim böyle bir düşüncem yok. Kirlenmiş, paraya, kazanca odaklanmış; antidemokratik, baştan yanlış bir oyunu anlamak ve içinde olmak istemem. Benim için siyaset; ilkeler, programlar, yaşama bakış ve geleceğin kurgulanması anlamında bir süreçtir. Bu süreçte seçim bir koşudur ve her siyasi düşüncenin koşuya eşit başlamasının güvencesi […]

Devamını Oku...

“MAL” VE “CAN”

Eski bakanlarımızdan Fikri Sağlar Birgün Gazetesi’ndeki bir yazısında H.Ali Yücel’in devlet adamlığını ve iki gencin yurttaşlık anlayışını bir yaşanmış örnekle anlatmıştı. Çok hoşlandığım için paylaşmak istiyorum. İki liseli arkadaş, liseden sonra yurtdışında eğitimlerine devam etmek üzere yıllardır, her şeyden mahrum kalarak, fedakârlıklar göstererek harçlıklarını biriktirmişler. Liseyi beraber bitirdiklerinde Milli Eğitim Bakanını ziyarete gidip, yurtdışında okumaya […]

Devamını Oku...

Dünyayı Değiştirmek

Bu dünyayı değiştirmeyi kim istemez ki? Ama bir zorluğu var. Herkesin dünyası ayrı değil mi? O halde herkes ancak kendi dünyasını değiştirebilir. Kendi dünyasını değiştirmeyen, değiştiremeyen kişi başkalarının dünyasını nasıl değiştirebilir ki? Bir öykü: “Genç bir insanken dünyayı değiştirmek istemiştim. Ne var ki, dünyayı değiştirmenin çok zor olduğunu gördüm. Bu yüzden ulusumu değiştirmeye çalıştım. Ulusumu […]

Devamını Oku...

Arka Bahçe

MARÇEP’ in 21. toplantısındaki sonuç bildirgesini haberleştiren Tekirdağ’daki bir yerel gazete;“İstanbul’un arka bahçesi Trakya!” diye manşet atmıştı 7 Aralık 2006 günü. İstanbul’un sorunlarını çözmek için Edirne’den Düzce’ye kadar olan alanda yeni bir planlamaya gidildiği ve bunun da bu coğrafyada ciddi sıkıntılara yol açacağı vurgulanıyordu. İstanbul Metropoliten Planı (İMP) denen bu plana göre Trakya’nın tarımı, meraları […]

Devamını Oku...

Muhafazakâr Yurttaşlar Bütçesi

Geçen aylarda yapılan bir araştırma üzerine geniş yorumla yapıldı. Toplumun muhafazakâr bir duruma dönüştüğü ve bunun artıları-eksileri tartışıldı. Türkiye’nin muhafazakârlaştığı yani tutucu olduğunu anlamak için araştırma yapmaya gerek de yoktu aslında. Çünkü 1965–1980 arasındaki toplumsal arayış ile gelen ilerleme dışında halkımız hep tutucuydu. Hatta o dönem bile üstten gelen bir ilerlemecilik arayışı olduğunu ve bunun […]

Devamını Oku...

Sanata Yasak Ortaçağ Karanlığına Davetiyedir

 Önemli yazarlarımızdan Yılmaz Onay’ın yazdığı, Ankara Ekin TiyatrosuKarınca Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Şarkılarımz Yaşasın” adlıçocuk oyunu Edirne Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından sakıncalı bulundu.  Oyunun organizesini yapan Eğitim Sen Edirne Şubesi oyunun İlköğretim Okulu öğrencilerince izlenebilmesi için oyun metnini İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verdi. Oyun metnini inceleyen komisyon üyeleri, oyun içerisinde öğrencilerin izlemesinde sakınca görülen sözcükler […]

Devamını Oku...

Bilim ve Çağdaşlık= CUMHURİYET

Takvimsel olarak tüm dünya aynı zamanı yaşıyor. Bu “zaman”dan ne anladığımızla da bağlantılı bir durum ve görece bir tanımdır. Herhangi bir yerde her türlü teknolojik getiriden uzak olan bilmem ne kabilesi, ya da Afganistan’ da, İran’da saçının teli görüldü diye kadınları yakan, asan Talibanlar, Mollalar da takvimsel olarak aynı zaman dilimini yani 21.yüzyılı yaşıyor. Öte […]

Devamını Oku...

HERŞEY SATILIK

Amerika’nın Şikago (Chicaco) kentinde bir üniversite öğrencisi ruhunu 504 dolara internet üzerinden satışa çıkarmış. Her şeyin üzerine konulan bir fiyat etiketiyle satışa sunulabileceği şartlanmasına giren 21. yüzyıl insanı “mal” olmayan değerlerin de mal olabildiğini kanıtladı. Tutuğunu koparan, hırslı ve öfkeli olmanın kazanmak için birincil şart koşulduğu bu dünyada, saygılı ve beyefendi kişilikleriyle işlerini yürütmeye çalışanların […]

Devamını Oku...

YASALAR VE BİZ

Yasalar mı yaşam mı diye sorunca hepimiz “hukuk devleti” anlayışımıza uygun olarak “elbet yasalar” deriz. Ama bir bakalım yasalar, hem de anayasa ne kadar uygulanıyor ülkemizde: Madde:41- Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Gerekli teşkilat var. Ya […]

Devamını Oku...

24 Ocak’ı Anımsayanımız Kaldı Mı ?

İşte bu gün 24 Ocak. Neyi anımsatıyor size ? Belki bazılarınızın doğum günü, bazılarınızın evlenme yıldönümü. Kim bilir; belki bazılarının da başında geçen acı veya tatlı bir olay vardır 24 Ocak gününde. Bireysel bir önemli günümüz olabilir 24 Ocak. Ya toplumsal anlamda neyi anımsatıyor ? Büyük çoğunluğumuz sıradan bir gün gibi geçirecek bu günü yine. […]

Devamını Oku...

İNSANIZ VE HAKLARIMIZ VAR

Felsefede modern düşüncenin başlangıç filozofu kabul edilen Descartes’e göre; hayvanların ruhu olmadığı için herhangi bir şey hissetmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla hayvanlar insanların hizmetine sunulan varlıklar kabul edilmektedir. Acı çekmeyen varlık şeklinde ele alınan hayvanların, o çağlarda insanların elinde nasıl bir zulme maruz kaldığını düşünmek bile insanı ürpertebilir. Bu anlayıştan yola çıkarak kendini “üstün insan” gören […]

Devamını Oku...