İşte Bizim Caddeler

Geceden kalmadır caddeler Atılmıştır rastgele çöpler Belediye durmadan temizler Yüzlercesi bok atar gider İşte bizim caddeler Kornalar birer birer öter Hiç durmadan kafalar şişer Trafiğe çözüm sanki biter Da di, da di….. Hepsi birbirinden beter Çerez pisliği almış başını gider Ağaç dipleri ölmuştur beter Köpek gibi hırlayıp tükürenler Daha neler neler Çok şükür yok pırtlatanlar […]

Devamını Oku...

Geçmişten günümüze trakya ve balkanlarda bektaşiliğe bakış

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TRAKYA VE BALKANLARDA BEKTAŞİLİĞE BAKIŞ. Refik Engin Bektaşilik kısa bir tarifiyle Türk ulusunun töre ve inanışlarının İslamiyet�e uyarlanmasıdır. Trakya ve Balkanlarda halen Bektaşi kökenli ve Bektaşi inancına devam eden toplukları tanıtmaya çalışacağız. . Bektaşilik kişi ile başlar yine kişinin Hakk�a yürümesi ile sona erer. Soy ve toplum takip etmez. Yine de bazı topluklarda […]

Devamını Oku...

TürTab kuruldu !

Türkiye Toplumbilimsel Araştırmacılar Birliği- TürTab Nasıl Doğdu TürTab? Son dönem düşünce alemine yeni bir soluk kazandırmak adına kurulmuş bir kuruluş “TürTab”. Gelecek Türkiye’nin veri bankası ve düşünsel kaynağı olmaya aday. Geçmişin düşünsel ve bilişsel haritasını çıkaracak altyapıyı hazırlamayı ve bu haritayı en kısa sürede Türkiye halkına sunmayı amaçlıyor. İlk adımları 2006 yılının ilk yarısında Hüseyin […]

Devamını Oku...

Nobelli yazar

bu günlerde türkiye nobel ödülünü almaya hak kazanmış yazarımız orhan pamuk’u konuşuyor. orhan pamuk her nekadar bazıları tarafından eleştirilsede bence nobeli kazanarak nekadar iyi bir yazar olduğunu kanıtlamıştır kendisini tebrik etmekten başka birşeyde kimsenin haddine değil diye düşünüyorum. hele hele nobel ödülünü aldığında yapmış olduğu konuşmada neden yazar olduğunu açıklaması türkiye’deki herkeze bir şeyler anlatmak […]

Devamını Oku...

Fevzi Çakmak Paşa’nın sırrı…

Fevzi Pasa… bu ifsayi, refikasi Fitnat hanima söyle açiklamistir: «Fitnat. Öyle birsey biliyorum ki ortaya çikip söylememe bugüne kadarki tutumumuz ve davranislarimiz müsait degil. Mecburum, bu sirri kendimle beraber mezara götürmege» Ve iste Maresalin senelrce sakladigi büyük sir ki, Sultan Vahdettin’in vatansever bir insan oldugunu ve kurtulusu (Istiklal savasin kazanilmasi) Anadolu’da gördügünü apaçik göstermektedir. Dinleyelim […]

Devamını Oku...

Genç Osman

Genç Osman Destanı Sultan Dördüncü Murad’ın Bağdat Seferine katılan Genç Osman adlı delikanlı ile ilgili menkıbe. Olay 17. yüzyılın yeniçeri aşıklarından Kayıkçı Kul Mustafa’nın destanıyla da bestelenerek günümüze kadar gelmiştir. Günümüze farklı manzum metinler halinde gelen menkıbenin konusu şu şekildedir: İran şahı, Dicle Nehrini geçip Bağdat’ı fetheylemiş, Ehl-i sünnet Müslümanlarına şiddetli eziyetler ve mübarek makamlara […]

Devamını Oku...

Koca Yusuf

Ününü bütün dünyaya yayan büyük pehlivan. 1857 yılında Şumnu’nun Karalar köyünde doğdu. Ufacık bir çocukken köyde danalarla boğuşmaya başladı, sonra kispeti ayağına geçirip güreşmeye koyuldu. Ünü önce Deliorman’ı, sonra Kırkpınar’ı kapladı. Türk güreşinin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı olarak ortaya çıktı. Avrupa ve Amerika’da yaptığı bütün güreşleri kazandı. 1898 yılında Amerika’dan dönerken bindiği vapurun batması […]

Devamını Oku...

Ufukların Sultanı: Fatih

Mustafa Armağan’ın “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” kitabıyla eş zamanlı çıkan “Ufuklar Sultanı : Fatih” kitabından kesitler… İki Ali. Biri Acem diyarından kopup gelmiş, öbürü Maveraünnehir’den. Acem diyarından tam neresinin kast olunduğunu bilmiyoruz. Belki Herat, belki Şiraz. İkinci Ali’nin memleketi ise belli: Semerkand’da doğduğunu söylüyor tarihler. Adları aynı ama soy adları farklı: Birincisine Ali Tûsî diyorlar, ikincisine […]

Devamını Oku...

Nar-ı Beyza ve TRT

TRT ekranlarında Beyza Güdücü’nün sunduğu Nar-ı Beyza, dünyanın bin türlü halini, insanların farklı yaşayış biçimlerini, dünya coğrafyasındaki bilinmedik yüzleri bizlere sunuyor. TRT’de gösterime başladığından beri Azerbaycan, Mısır ve Singapur’u ekranlara taşıyan program, bayrağı devraldığı yere liyakatini fazlasıyla gösteriyor. Yani ülkemize bu formattaki program anlayışını getiren merhum Barış Manço’ya. Dönence ekibinin genç üyesi Güdücü, tahminimizden daha […]

Devamını Oku...

Medeniyet anlayışımız ne olmalı?

Medeniyet Anlayışımız Ne Olmalı? İnsanoğlu çoğalıp topluluklar oluşturduğundan bu yana kendi içinde hep sevgiye, barışa hasret bir şekilde rahatça yaşayabilmek için diğer topluluklarla oluşturulabilecek ortak bir zemin arayışına girmiştir. Fakat yaşlanan dünya ile birlikte insanların benimsedikleri ön yargı setleri üreten fikir mekanizmaları bunu bir idealden ütopyaya dönüştürüyor. Öncelikle bizim ideal anlayışımız nedir? İdealden maksadımız acaba […]

Devamını Oku...

Kim kimi sever?

1. Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı sever. 2. Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu sever. 3. Serçe darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı sever. 4. Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu sever. 5. Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever. 6. Davul zurnayı, avcı turnayı, hacı hurmayı sever. 7. Damat gelini, cömert elini, cimri dilini […]

Devamını Oku...

Chora’dan Kariye’ye

Bir önceki yazımda Kariye Kilise Camii’nden ve ilk lakerdanın yapıldığı Blahernai Meryem’i Ayazması’ndan söz edeceğimi ifade etmiştim. Önce Kariye’yi anlatmaya çalışayım. Süremiz elverirse anlatmayı sürdürür, yoksa Blahernai konusunu bir sonraki yazıya bırakıp o yazıyı birlikte işler, birlikte sürdürürüz tarihte yolculuğu… Kilise; arkeolog arkadaşımın anlattığına göre, Chora sözcüğünden almış adını. Malum, chora eski Yunan’da kırsal alan […]

Devamını Oku...

Blahernai meryemi

Blahernai Sarayı bugün yok. Üzerine Kazasker İvaz Efendi Camii kurulan, Anemas Zindanlarıyla birleştiği söylenen koca sarayın yerinde yeller esiyor. Saray yok ama ayazması inatla ayakta. Ayazmanın kapısından içeriye girdiğimizde geniş ve oldukça bakımlı bir bahçe karşıladı bizi. Mihmandar arkadaşım; lakerdanın ilk kez burada yapıldığını, bunu çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgilerle teyit ettirdiğini anlattı bizlere. Eser […]

Devamını Oku...

Aziz İstanbul

Yolumuza camiye dönüştürülmeyen tek ama tek kilise olan Panhaghia Moukhliotisso Meryem’i kilisesiyle devam ettik. Buna Moğol kilisesi de deniyor. Hikâyesi şöyle; bu kilisenin sahibesi olan Maria Paleologina Moğol Han’ı Hulagu ile evlenmek üzere İstanbul’dan ayrılır. Ama Hulagu Han ile evlenemez. Çünkü Hulagu ölür. Bunun üzerine Maria, olayın bende oluşturduğu kanıya göre “Madem buralara kadar geldim, […]

Devamını Oku...

İnsalık tarihini ilk öğretmenleri

İNSANLIK TARİHİNİN İLK ÖĞRETMENLERİ Okulların açıldığı şu ilk günlerde abece dergisinde bir yazı aklıma geldi. Saygıdeğer bilim insanı Muazzez İlmiye ÇIĞ bir yazısında öğretmenlik mesleğinin ilklerini anlatmıştı. Tarihin ilk öğretmenleri Sümerlerdendi. Bu öğretmenler sadece bugünkü gibi hazır bilgiyi öğretmemişlerdi. Dillerine uygun yazıyı bulmuşlar ve bu yazıyı öğretmek için okullar açmışlardı. Bu okullarda tarihin ilk bilgilerini […]

Devamını Oku...

Bir tarih gezisi

Bir pazar günüydü.Mart ayının başları olmasına rağmen hava güneşli ve oldukça sıcaktı. Arkeolog dostlardan birinin düzenlediği “Bizans Dönemi” eserlerini içeren bir kültür gezisine katıldım. İstanbul’da yaşamama rağmen hiç görmediğim, bilmediğim kültürel zenginlikler karşısında şaşkına döndüm, dona kaldım. Ve dünya üzerinde bu kadar çeşitli dine beşik olabilecek bir ülke daha bulunamayacağına inandım. Gezimizin ilk durağı; Zeyrek […]

Devamını Oku...

Erkek Kısmısı

Erkek kısmısı Erkek kısmının bütün değerlerini sırayla yok ettiler. Her şey önce bıyıkların kesilmesiyle başladı.. O güne kadar saç örgüsü kıvamında bıyık taşımış olan yiğitler kadın dergilerinde, gazete eklerinde aşağılanmaya başlandı.. En hafif sataşma “Kıro” sözcüğü oldu.. Bizleri bıyığımıza, giydiğimiz beyaz çoraplara göre kategorize ettiler..Kimimiz maganda olduk, kimimiz zonta.. Şaşırdık.. Bocaladık.. Abaza Hasan Paşa askeriydik.. […]

Devamını Oku...

Ateş böceği

‘Yildizlar atesböcegi sanilmaktan korkmazlar’. Ne güzel bir laf Tanrim.! Düsünüyorum da, sanirim en büyük korkumuz oldugumuz gibi görünmek. Yumusacik kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin kesfedilmesi, cesaretsizligimizin anlasilmasi, korkularimizin paylasilmasi sanki zarar görecegimizin en büyük isareti. Kabuklarimizin altinda kendimizi saklamakta ne kadar da ustayiz. Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarimizin ardinda. Hissedilmeden, el degmeden, sevgimizi göstermeden. […]

Devamını Oku...