Geçmişten günümüze trakya ve balkanlarda bektaşiliğe bakış

Kültür

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TRAKYA VE BALKANLARDA BEKTAŞİLİĞE BAKIŞ.
Refik Engin

Bektaşilik kısa bir tarifiyle Türk ulusunun töre ve inanışlarının İslamiyet�e uyarlanmasıdır. Trakya ve Balkanlarda halen Bektaşi kökenli ve Bektaşi inancına devam eden toplukları tanıtmaya çalışacağız. . Bektaşilik kişi ile başlar yine kişinin Hakk�a yürümesi ile sona erer. Soy ve toplum takip etmez. Yine de bazı topluklarda halen devam ettirilmeğe çalışılmaktadır. Adları inanışları anlatılan toplumlara ait veriler sadece köken olarak temel alınmış olup bazı yerleşim yerlerinde inanışlar devam etmemektedir. Kişi veya kişiler sadece o toplumun birer ferdi sayılmalıdır.

Hacı Bektaş Veli�nin ardından Bektaşilik te Abdal Musa ve Kızıl deli sultan erkânları çıkmıştır. Daha sonra Balım sultan erkânı ortaya çıkmış ve Balkanlarda hızla yayılmıştır. Bu erkânlardan Kızıl deli erkânı halen Trakya ve Balkanlarda görülmektedir. Halen Trakya ve Balkanlar da Abdal Musa erkânına bağlı bir toplum ise yoktur. Bir ara Tekirdağ�ın Çorlu ilçesindeki Musa Babalı muhiplerinin Abdal Musa liderlerine bağlandıkları amma günümüzde bu bağlılık bırakılmıştır.

Trakya ve Balkanlarda Bektaşi ve Bektaşi süreklerinde ibadet için toplanılan yere MEYDAN denilir. Genelde Balım Sutan erkânı ve Nakşi Bektaşileri haricinde hemen hemen hepsinde saz vardır. Balım Sultan erkânında nefesler genelde solo söylenmektedir. Bir zamanlar klasik sazların var olduğu halde gelenek devam ettirilememiş.
Trakya�da göç ile gelen toplumlarda günümüze kadar en az değişikliğe uğrayan kadınların giysileridir. Biz bu şekli ile bazı toplumları ayırt edebilmekteyiz.

Türklerin törelerin de ana erkil uygulama ve eşitlik ilkesine uygun olan Anadolu�daki kıbele yani Ana tanrıca inancıyla özdeşleşmiştir. Böylece Anadolu etrafında bilhassa Arabistan�daki Ata erkil uygulama ile çatışmıştır. Arap töresine karşı olan hareketler zaman içinde kadına bazı haklar kazandırmıştır. Bektaşilik bir bakıma ANA ERKİL�dir. Bazı Bektaşi babaları ana adlarını daha ön plana çıkarmaları bundan dolayıdır. HZ: Ali�nin soyunun kızından sürmesi de buna en güzel örnektir. Seyitlik oluşumu da kız alıp verme ile başlanmış bir sistemdir.
Anadolu�da Aleviler genelde Ocak sitemine dayalı bir inançlarını sürdürürler, Trakya ve Balkanlarda ise Kabile yani toplumlara göre inançlarını sürdürürler. Genelde bu yüzden KABİLE sözü daha ön plandadır. Her toplumun günümüzde bir inanca sahip olması bu tezimizi kuvvetlendirmektedir. Trakya ve Balkanlarda Dergâh ve tekke sistemi ile inançlar yürümüş ve halen de yürütülmeğe çalışmaktadır.

Trakya ve Balkanlarda belirlediğimiz Bektaşi inançları.
Anadolu�dan Trakya ve Balkanlara Bektaşiliğin girmesi Osmanlı Devletinin kuruluşundan yaklaşık olarak 64 yıl evvel Sarı Saltık ile başlamıştır. Günümüzde Sarı Saltık�a bağlı devam eden bir sürek Bektaşiliği bulunmamaktadır. Kendisine bağlı olanların birçoğu tarihsel süreç içinde diğer inançlara karışıp kaybolmuşlardır. Halen Osmanlı evvel giden halk ararsında ÇITAK olarak bilinenlerin Sarı Saltık müritlerinin olması ihtimali vardır. Yine de bu konuda geniş bir çalışma Trakya da yapılmış olup olmadığını bilemiyoruz.

Konuşmam esnasında Bektaşi Süreği sözcüğünü sık olarak duyacağınız için kısaca bu sözcüğü de açıklamak istiyorum. Hacı Bektaş sonrası Balım Sultan dönemine kadar geçen devrede ortaya çıkan erkânlara göre farklılık gösteren Bektaşi gurupları sürek olarak adlandırılır. Bunlar hala günümüzde varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca aşağıda adları açıklanan bazı toplumların kişi adı taşıması Osmanlı İmparatorluğunda çokça görülmektedir. Öyle ki bir büyük aşiretten ayrılan toplum aynı adı taşımak yerine önderlik eden, onları yeni bir inanca geçiren kişi adları ile kayıtlara geçmiştir.

Alevi-Bektaşiler inanç ve ibadetlerine �Yol� ve �Sürek� adı verirler. �Sürek Sürmek� adı verdikleri yol ve görenek şifahi rivayetlere dayanmaktadır. Yol ve gelenekler, grup içinde büyüklerden, dini liderlerden öğrenilir.

Bizde tanıtmaya çalıştığımız Trakya ve Balkanlardaki Bektaşiler Hacı Bektaşi Veli sonrası Bektaşilik ve Balım Sultan erkânına bağlı olanlardır. Trakya ve Balkanlarda Bektaşilerden kime sorsanız Biz Horasan�dan Balkanlara gitmişiz diyeceklerdir. İkinci bir söz ise BİZ TÜRKMENİZ diyeceklerdir.
Günümüzde Trakya�da bulunan Ehli Beyte bağlı tarikatları 3 bölümde incelemek gerekmektedir.

1.Balım Sultan evveli Bektaşi erkânına bağlı olan sürekler
2.Balım Sultan erkânına bağlı olan topluluklar
3.Şeyh Bedrettin�iler olarak inceleyebiliriz.

Musahiplik: Bir rivayet ve yorum ile de Fetih Suresinin, 10�uncu ayeti, musahiplik kurumu için hüccet (delil) olarak gösterilir.

�İnnellezine yübayi�ûneke innemâ yubayi�unâ Allah yedullahı fevka eydihim femen yenküsü ala nevsih ve men evfa bima eheda aleyhullahe feseyü�tiyhi ecren aziyma�
(Fetih, 10: Bana biat edenler ancak Allaha biat etti, hakkın eli onların üzerinde idi, onun için sözünü kim bozarsa Allaha bozmuş olur ve kendi zararına olur, Kim Allaha andını tam yerine getirirse, Allah ona büyük ödüller verir)

Halk arasında neden musahipli olunurken 4 kişi dediğimizde kırklar daki üzüm tanesi örnek alınmış. Üzüm genelde 4 çekirdekli olması da örnek gösterilmektedir.

Trakya da musahipli Bektaşilik uygulayan topluluklarda, musahip kardeşlerinin 7 nesil evlatları evlenme yapamazlar. Bazı topluklarda eşlerin akraba olması musahipliğe engel teşkil etmektedir.

Hacı Bektaş sonrasında Bektaşi erkânları.
Hacı Bektaş sonrası Balım Sultan evveli Bektaşi erkânlarından Anadolu�da ve Trakya Balkanlarda Seyit Ali Sultan �a bağlı Kızıl deli Bektaşileri ile Abdal Musa erkânına bağlı olanlar bilinmektedir. Trakya tarikatlarını birbirlerinden sadece adları değil, halen yürüttükleri erkân nameleri ile de ayrılırlar.

Balım Sultan erkânı sürdüren Bektaşiler haricinde hiçbir inanç veya gurubunda geleneksel Mürşit veya yardımcıların giysileri olmadığı gibi mürşitliğini belgeleyen yazılı belgeleri yoktur. Var olduğu sürülenlerde kendi aralarında düzenlenmiş bazı geleneksel uygulamalardır. Şeyh Bedreddin�i lerde çırakların varlığı gibi.

Balım Sultan Evveli Bektaşi erkânı uygulayan Trakya da ki Ehli Beyt tarikatları şunlardır.
(Bektaşi Sürekleri)
1.Seyyid Ali Sultan erkânı uygulayan Kızıl deli Bektaşileri, Seyyid Ali Sultan erkânı uygulayan evladiye kolu olan Ali Koç Baba Bektaşileri ve Yeşil Abdallı Çarşambalı olarak ta adlandırlan toplumda Kızıl Deli erkânı uygulamaktadır.
2.Otman Baba�ya bağlı olan (Bektaşiler) Babailer olarak bilinmektedirler. Hasköy ve Deliorman bölgesinden gelenler. Musahipli ve musahipsiz olarak bilinirler.
3.Musa Baba�ya bağlı Babai Bektaşiler.
4.Yunus Abdal�lılar.

Trakya ve Balkanlar Bektaşiliği tam manasıyla araştırılmadığından hayli karışıktır. Bazı yazılıp çizilenlerin günü birlik araştırmalara dayanması gerçekçi olamamaktadır.

Zamanla sadece kendi bünyesinde kan bağı oluşturan tarikat toplumların Türkiye cumhuriyetin kurulması ile kendi toplumu ile diğer inançlarla kan bağına büyük önem vermiş. Bu gün Trakya da tarikat kökenli kabileler zaman içinde oluşan akrabalıklardan dolayı evlenememeleri diğer tarikatlardan evlilikler yapmaya başlamışlar. Bizim tanıtacağımız tarikatlar yukarıda kısa izahı yapılan türde oluşmuş ve günümüze kadar gelmişlerdir. Hala Balım Sultan erkânı dışında bazı tarikatlarda Musahiplik olması erkânların tam olarak incelenmemesinden dolayı Trakya da bulunan Ehli Beyt tarikatlarına Alevi denilmesi bunun içindir. Dede ve musahiplik kelimesini duyan hemen Alevi siniz demektedir. Hâlbuki Kızıl Deli erkânın da mürşit Dede, Ali Koç babalılarda ve Şeyh Bedreddin�i lerde ise derviş makamında temsil edilmektedir. Trakya ve Balkanlarda halen Balım Sultan evveli erkânlarda musahiplik vardır ve devam etmektedir.

Balkanlara dağılan Kızıl deli, Ali Koçlu, Amucalar, Otman Babalılar, Musa Babalılar ve diğer Bektaşi sürekleri 1500 yılından çok evvel gelmişlerdir. Bundan dolayı Balım Sultan erkânın yayılma alanı belli bölgelerdedir. Genelde Yunanistan�dan gelen Bektaşilerin çoğunluğu Balım Sultan erkânını uygulamaktadır. Bulgaristan�dan gelen Bektaşilerin oluşturduğu topluluklar ve inanç türleri iç içedir. O kadar karışık bir hal almış ki bir köy de 2 veya 3 inanç iç içe yaşamaktadır.

Günümüzde Bektaşi inancına toplu halde devam eden en azından bu toplumlardan olup Bektaşi kökenli olduklarını tespit ettiğimiz toplum adları şunlardır.

Toplum adı İnancının adı.
1. Ali Koçlu Kızıl deli
2. Amucalar Balım Sultanlı (1/3 Şeyh Bedreddin�i)
3. Balaban Türkmenleri ?
4. Çarşambalı(Yeşil Abdal) Kızıl deli
5. Eğri bozlu Balım Sultanlı
6. Eroğlu(Kızıl deli.) Kızıl deli
7. Hamza beyli Balım Sultanlı(Bir kısmı Rufai)
8. Kanatlar (Karaman Türkmeni) Balım Sultanlı
9. Kayalar Balım Sultanlı
10. Kayı Balım Sultanlı
11. Kocacık Türkmenleri(Karaman Türkmeni) Balım Sultanlı
12. Langazalı*(Bozlu aşireti) Balım Sultanlı
13. Musa Babalı Babai
14. Nakşîler Nakşî ve BALIM Sultan erkânı karışımı)
15. Otman Baba Babai
16. Perşembeli Balım Sultanlı
17. Sancaktar Hasan baba Balım Sultanlı
18. Sarı keçeli Balım Sultanlı
19. Sarı saltıklı ?
20. Sarıgöl(Karaman Türkmeni) Balım Sultanlı
21. Toplum ve inanışa göre adı belli değil ? ?
22. Torlak ?
23. Yunus Abdallılar Babai

Adını ve inanışını tam olarak belirleyemediğimiz Bulgaristan�ın Burgaz kasabasının Karinabat kazası civarındaki toplum vardır.

Trakya�da tüm Bektaşi ve Bektaşi süreklerinde dem vardır. Dem bazı inanç guruplarında liderler tarafından kaldırılmış bazı yerlerde aynı inanca yakın olanlarda ise vardır.
Dem bazen bir kola bazen şerbet bazen de rakı şarap vb olabilmektedir. Her toplum kendi erkânına göre dem alabilmektedir.

Alfabetik sıraya göre günümüzde devam eden inançlar
1. Ali Koçlu(Kızıl deli)
2. Balım Sultanlı (Babagan kolu)
3. Çarşambalı (Kızıl deli)
4. Kızıl deli
5. Musa Babalılar
6. Nakşî Bektaşileri.
7. Otman Baba 2 kol (Musahipli ve musahipsiz)
8. Şeyh Bedreddin�iler.

Bunları inançlara göre sıraladığımızda

1.Kızıl deli İnancına bağlı olanlar
Ali Koçlu,
Çarşambalı,
Seyit Ali Sultanlılar
2.Babai Bektaşileri
Otman Baba 2 kol (Musahipli ve musahipsiz
Musa Babalılar
Yunus Abdallılar
3.Balım Sultanlı (Babagan kolu)
4.Nakşî Bektaşileri.
5.Şeyh Bedreddin�iler.

KIZIL DELİ SÜREK BEKTAŞİLERİ.
1.ALİ KOÇ BABA BEKTAŞİ SÜREĞİ. Trakya�da Seyitlik sistemine dayalı devam eden tek inançtır. Bu kabilenin Rumeli ye Seyit Ali Sultan ile birlikte yerleştiği sanılmaktadır. Bu kabilenin kesin olarak kaç yılında ikiye ayrıldığı bilinmemektedir. Kabilenin bir kısmının Ali Koç babanın liderliğinde bu günkü Bulgaristan�ın Alvanar Veletler Küçükler köylerine yerleştirilmiş.
Yunanistan�daki Kızıl deli toplumunun bir parçasıdır. Bulgaristan�a yerleşimin Ali Koç Babanın Niğbolu kale komutanlığından sonra olması ihtimali vardır. Niğbolu zaferi�nin 1396 yılında olduğunu da bu arada belirtelim. Kabile mensupları Seyit Ali Sultan soyundan geldiği söylenen Ali Koç Babanın bir ara Niğbolu Kalesinde komutanlık yaptığını söylemektedirler. Günümüzde Ali Koç Babanın kabrinin Niğbolu�ya hâkim bir tepe üzerindedir. Aslında Ali Koçlular ile Kızıl deli Bektaşileri arasında erkân olarak pek fark olmadığını sağlığında şahsen gidip konuştuğum merhum Ali Koçluların lideri Hamza Baba (KOÇERDİN) ve damadı İbrahim Ercan da sohbetimiz arasında söylemişti. Türkiye de 37 Bulgaristan�da 6 yerleşim yerleri tespit edilmiştir.

ÇARŞAMBALILAR.(Yeşil Abdallılar)
Kızıldeli inancına Yeşil Abdal tarafından geçirilen topluluktur. Babai liderlerinde Hakkı Saygı baba bu inancın 1826 yılından sonra Babailer arasında çeşitli toplumların ve inançlardan etkilendiğini söylemişti. Uzun yıllar Kızıl Deli tekkesi ile irtibatlarını kesmemişler. 1925 ten 2005 yılına kadar Tekkeden uzakta kalmalarına rağmen kendi aralarında uyguladıkları erkân ile günümüze gelmiştir. Romanya da 3 Bulgaristan da 5 Türkiye de 10 yerde yerleşin yeri tespit edilmiştir.

Köyleri sıralarken Keçi deresi köyüne ait bir kayıt şu şekildedir.Keçi deresi köyünde ilk defa Müslüman nüfuz 1577 yılında 15 hane ve 11 mücerret gözükmektedir. Aynı köyde 1515 yılında 240 hane 25 mücerret 1530 yılında, 195 hane gayri Müslim 3 mücerret 1577 yılında 337 hane mücerret ise yoktur.

KIZIL DELİ SÜREK BEKTAŞİLERİ.
(Eroğlu kavmi.) Seyit Ali Sultan 1385 yılında Dimetoka�nın Microdorian(Demir viran)adı verilen köyünde Kızıl Deli Çayı�nın bitişiğinde bir Bektaşi dergâhı kurarak ilk postnişin olmuştur. Aşağı tekkeden biraz yukarıda bulunan Ruşenler köyünde Yukarı Tekke diye anılan Kızıl Delinin gerçek makamı olarak kabul edilen yatırı bulunmaktadır. Aşağı tekke Seyit Ali Sultan�ın nazarlamasıdır.
Bu kabileye verilen bu ad sadece Mehmet Eröz�ün Alevilik ve Bektaşilik eserinde rastladık. Kabilenin pek çok mensubuna kabilenin adı sorulduğunda bilmediğini söylediler. Trakya�daki Amuca Kabilesinin bir parçası olan Amuca oğulları bu şekilde anılması kabilelerin zamanla lakaplarında uzantılar eklendiğini göstermektedir.
Kabile mensupları ile yaptığımız söyleşilerde ER OĞLU ismine rastlamadık, ama DAĞLI lakabını söylüyorlar. Zamanla Eroğlu isminin yerine Dağlı lakap olarak kalmış.
Dimetoka Dergâhı dünya üzerinde mücerret hilafet erkânı yapabilen 5 büyük tekkeden biridir. Bu nedenle Arnavut muhiplerince � Tegejah Madh� yani �Büyük Tekke �ismiyle anılır. Dergâh 1.Bayezıt döneminde vakfiyeye sayılmıştır. Tekkenin Kızıltepe mezrasında türbesi bulunan Seyit Ali Sultan anısına binaen buraya bir meydan evi inşa edilmiş olup� Yukarı Dergâh� ismiyle anılmaktadır.
Daha çukurda bulunan bir meydan evi de bulunmakta olup �Aşağı dergâh � denilmektedir. Dimetoka sancağının Çirmen (ormenion) Livasında Mürsel gazi veya Mürsel Baba (Balım Sultan�ın Babası)adına kayıtlı bir tekke daha bulunmaktadır.

Kızıl deli ocağında halen AREN olarak adlandırılan bir topluluk vardır. Halk arasında bunlara AHREN, AREN de denilmektedir. Bu toplumun aslında Pomak Türklerinden bir gurup olduğu söylenmektedir.
Bu gün Türkiye sınırları içinde Pomak olarak bilinen toplulukların konuştuğu dil Bulgar�cadır. Aren kelimesi ÇALIŞKAN anlamındadır. Ahren adlı bir kelimenin Bulgarcada olmadığı söylenmektedir.
1826 yılına kadar Yunanistan da dedeler toplanır bir baş dede seçerlermiş. Bu baş dedeye HALİFE DEDE adı verilirmiş.1826 yılında 2.ci Mahmut�un tekkelerin kapatılmasından ehlibeyt mensuplarına yapılan kötülüklerden dolayı bu Halife dede Arnavutluğu kaçmış. O günden sonra nedenini bilmediğimiz olaydan dolayı günümüze kadar bir Halife Dede makamına seçim yapılmamıştır. Günümüzde Kızıl deli Bektaşi süreğinde bir liderden el alma kargaşası yaşanmaktadır. Kimisi Çelebilerden kimisi bir birine el veriyor. Dileğimiz bu karışıklığın bir an evvel Halife DEDE seçimi ile düzelmesidir.
Bulgaristan�dan gelenler ile Yunanistan�dan gelenlerin erkân farklılıkları az da olsa vardır. Türkiye sınırları içinde 62 Bulgaristan da 10 Yunanistan da 52 yerde yerleşimleri tespit edilmiştir.

BABAİLER.
MUSA BABALILAR.
Musa Baba ya bağlı oldukları söylenen amma toplum adları ile Musa Baba hakkında kesin verilerimiz yoktur.
Bulgaristan�ın Varna vilayetinin Şumlu ilçesine bağlı Aşağı Kumluca köyü halkının 1927 yılında Türkiye�ye göçleri ile Tekirdağ�ın Çorlu ilçesinin Çeşmeli ve Sel Veli çiftlikleri satın alarak ÇEŞMELİ köyünü kurmuşlar, bir kısmı hala İstanbul�da Zeytinburnu ve Bahçeli evlerde Çorlu merkezinde ve Çeşmeli ile Yeni Çiftlik köylerinde yerleşenler vardır.
Kendilerini Hazret-i Pire yani Hacı Bektaş�a bağlı göstermektedirler. Biz erkân olarak Balım sultan erkânına yakın bir erkân uyguluyoruz. Bizim erkânımız zamanla lider seçerken Seyyidlerden el almaya başlamış. Bu uygulama aynen devam etmektedir. El almamıza rağmen biz kendi erkânını uygulamaktayız demektedir. Biz Hacı Bektaş�ın Babai koluyuz, zamanla Hacı Bektaş�tan uyaracak Seyit bulamadıklarından Nevzat Demirtaş dede ye bağlanılmıştır.
Türkiye de 4 Bulgaristan da 1 yerleşim yerleri tespit edilmiştir.
Otman babalıların musahipli kolu Bektaşi babası Hakkı Saygı baba Keçi Dersi köyünü de aynı toplumun parçası saymakta ve Ak Yazılıya bağlı saymaktadır.
Ayrıca Eskişehir in Kaymaz Yaylası köyü İzmir Torbalı ilçesine bağlı Pancar Köy, yine aynı yere bağlı Şehitler köyü bu toplumun köylerinedir.

OTMAN BABA BEKTAŞİ SÜREĞİ. Çorlu ve civarında bulunan Babailer ise aslında Balım Sultan evveli Bektaşiliği uygulayan Otman Babanın uyardığı Bektaşilerdir. 1925 yılında Veli Dede ve oğlu Ali Osman Bulgaristan�dan ilk gelip Çorlu�ya dergâh açılıyorlar. O günden bu yana devam etmektedirler. Tanıtmaya çalıştığımız Otman Baba muhiplerinin ilk yerleşim yerlerinden birinin adı Koçaşlı olması ve Trakya ve Balkanlarda yerleşenlerin çoğunluğunda görülen toplum adının yerleşin yerlerine konulmasından yola çıkarak musahipsiz erkân uygulayan bu toplumun KOÇAŞLI Aşiretinden olduğudur. Koçaşlı merkezinin adının Cevdet Türkay�ın Osmanlı İmparatorluğunda oymak ve cemaatler kitabında olması ve bu yöreyi göstermesi akla bu toplumun KOÇAŞLI(KOÇAŞLU) aşireti olması gelmektedir. Kaydı aynen yazıyoruz.

Koçaşlı(Koçaşlu) Hezargrad kazası (Niğbolu Sancağı)

Bu aşiretin başka bir yörede ve bölgede adı geçmemesi ve Babailerin Hasköy ile Deliorman bölgelerinin farklı yerden olması KOÇAŞLI aşiretinin mensupları olduğu izlenimini veriyor.

Bir başka kayıtta Koçaşlu olarak şu bilgiler verilmektedir.

Hani Hatun�un bir de Kırkilise de mülkü vardı.(Koçaşlu köyü ) ki, bunun muallim haneye 935 de vakfedip edilmediğini bilemiyoruz. Hicri 935 yılı miladi olarak 1514 yılına isabet etmektedir. O halde Koçaşlı aşiretinin de 1500 yılı evveli Balkanlara geldiğini söyleyebiliriz. Çünkü Osmanlı kayıtlarına kaç yılında geçtiklerini bilemiyoruz.
Günümüzde Trakya�da ve Bulgaristan�da halen yoğun halde bulunan Babailer Musahipli ve Musahipsiz iki gurupta incelenmelidir. Bu iki farklı inancın tek bir nedeni vardır, Babai adı ile anılan aslında Otman Baba Bektaşi�si olarak ta adlandırılan Hasköy civarı Musahipsiz erkân, Deli orman bölgesinden olanlar Musahipli erkân uygulamaktadır. Bu iki farklılığı kesin olarak nedeni bilinmemekle beraber iki ayrı toplumun olduğudur. İki ayrı toplumun bir erkânda buluşmasıdır. Biri eskiye sadık kalmış diğeri ise musahip erkânına devam etmiştir. Musahipsiz Otman baba Bektaşilerinin ilk kurulan köyü BABALAR ismini taşımakta imiş. Türkiye de 39 Bulgaristan�da 16 yerleşim yerleri tespit edilmiştir.
Musahipli kolun ne zaman yerleştiği ve toplum adı tespit edilememiştir. Bulgaristan da 10 yerleşin yeri tespit edilmiştir.

YUNUS ABDAL BEKTAŞİLERİ.
Yunus Babanın buraya ne zaman yerleştiğine ilişkin henüz kesin bir bilgi yoktur. Babinger, Yunus Abdal�ın Demir Babanın kardeşi Hüseyin babanın oğlu olduğunu yazmaktadır. Yunus Abdal Köyü Bulgaristan�ın Razgrat ilçesine bağlıdır. 300 nüfuzu geçkin tamamı Türk�tür.18 ve 19.cu yüz yıllarda Ulah ve Rus saldırılarından dolayı birkaç defa dağılmış. Bu arada Kafkasya ve Kırımdan gelenler de yerleşmiş 1810.1827.1878 yıllarında Türkiye ye göçler olmuş. Günümüzde göçler sonucu dağılma nedeniyle Yunus Abdal�a Bektaşilerin töre ve inanışlarını sürdürememişlerdir. Türkiye sınırları içinde 31 merkezde yerleşimleri tespit edilmiştir. Merhum araştırmacı yazar Ahmet Hazerfen�in toplumudur.

3.BALIM SULTAN ERKÂNINI UYGULAYAN TOPLUMLAR.
Günümüzde en büyük topluluk Amucalar�dır. Ne yazık ki Amucalar evveli pek çok toplumun Balım Sultan erkânını uyguladığı halde günümüzde pek çoğunun Sünnileştiğini görmekteyiz.

Aşağıda adları geçen ve Balım Sultan erkânın uyguladığını tespit ettiğimiz ve halen bu toplumların fertlerinden az da olsa bu yola devam edenler bulunduğu için kısaca tanıtalım.

Toplum adı İnancının adı.
1. Amucalar Balım Sultanlı (1/3 Şeyh Bedreddin�i)
2. Eğribozlu�lar Balım Sultanlı. Devam edilmiyor.
3. Hamza beyli Balım Sultanlı
4. Kayalar Balım Sultanlı
5. Kayı Balım Sultanlı. Devam edilmiyor.
6. Kocacık Türkmenleri Balım Sultanlı.
7. Langazalı*(Bozlu aşireti) Balım Sultanlı
8. Perşembeli Balım Sultanlı
9. Sancaktar Hasan baba Balım Sultanlı
10. Sarıgöl Türkmenleri Balım Sultanlı. ?
11. Sarı Keçeli Türkmenleri Balım Sultanlı

AMUCALAR. AMUCALAR�IN KISA TARİHÇESİ. Amuca veya Amca: Kelime anlamı Baba kardeşidir. Amuca Kabilesi hakkında yazılı kayıtlarda fazla bir bilgi bulunmamaktadır.

Tarih kayıtlarında kabilenin adı AMMİLER, EMMİLER, AMUGA, AMUCA ve AMUCA OĞULLARI olarak yer almaktadır.

Kabilede kim sorulursa sorulsun siz kimin soyundansınız denildiğinde “Biz AMUCA KABİLESİNDEN ERTUĞRUL GAZİ SOYUNDANIZ “derler. Bazen bunu net bir cevap olarak almak için Osman Gazi Babası soyundan mı diye sorduğumuz da evet denilmektedir.
Amma! Osman Gaziyi bir türlü kabul etmek istememektedir. Biz bunun kabile içinde Osman�ın adı dolayısıyla mı olduğunu araştırdığımızda Kırklareli�nin Deveçatağı köyünde bir yaşlımız bana evlat “Biz onu adından dolayı değil töreyi bozduğundan dolayı kabul etmiyoruz� demişti. Türkmen töresinde ikinci bir eş almak hele yabancı ile evlenmek bir Rum kızınla evlenmek törelere aykırı diyorlar. Kabilenin bilinen tarihten beri tarikatla beraber yaşadığı sanılmaktadır. Tarikat liderlerinin lakabına bakılırsa Amucalar Balım Sultan evveli Bektaşi kollarının biri olan Abdal Musa Sultan Bektaşiliğine devam ettiği sanılmaktadır.
Amuca Kabilesi mensuplarının tümü Türkmen�dir. Yakın zamana kadar sadece Şeyh Bedrettin�i yolu erkânına bağlı olan bu kabilenin yaşlılarımızın söylediklerine göre 1868 yılında bir kısmı Bektaşiliğe geçmiş, bir kısmı da her iki tarikatın dışında kalarak Sünnileşmişlerdir.
Kabilede yaşlılarımızdan Tekirdağ�ın Kılavuzlu köyünden merhum Pamuk Dedeye (Hüseyin Pamuk) bu konuda sorduğumuzda bize ” Halep Türkmen�i derler” demişti. Bana da Babam söylemişti diye ilave etmişti. Bu sözlü tarihi sonradan Bedri Noyan Dede babamızın gönderdiği yazılı kayıt ile doğrulanmıştır.

HALEP ve çevresi aynı zamanda bir Türkmen yurdu özelliğini de taşımaktadır. 1063 yılından itibaren Suriye ye girerek kendi hayat şartlarına uyabilecek yerlere yerleşen Türkmenler bu bölgeyi kendilerine yurt tutmuşlardır. Bunlar Türkmen ilinin tarihi yapısına uygun olarak BOZ OK ve ÜÇ OK teşkilatını da muhafaza etmişlerdir.

Yakın zamanda beni internetten sitedeki yazılarımı okuyup arayan Derya Koca isminde bir avukat kendisinin anne soyunun AMUCA OĞULLARI soyundan olduğunu ve tüm yazıları yaşlılara götürdüğünü tarihsel olarak ta bir ayrılık olmadıklarını yazdı. Gümüşhane ilinin Şiran ilçesinin Pelitli (Gal)köyünün Amcaoğulları soyundan olanların büyük çoğunluğu (nerdeyse tamamı) İstanbul- Kartal ve Osmangazi ilçeleri civarında birde Gebze’de yerleşmişler.
Türkiye sınırları içinde Gümüşhane kökenli 4 Kars kökenli 5 Amuca oğulları ve 77 adet Amuca köyü olmak üzere 86 merkezde, Bulgaristan�da ise 42 yerleşin tespit edilmiştir.
�AMUCALAR�DA NÜFUS.
1980 Yılı nüfuz sayımına göre 11325 kişidir.
1965 Yılı nüfus sayımına göre 13094 kişidir
1970 Yılı nüfus sayımına göre 12511 kişidir.
1985 Yılı nüfus sayımına göre 10823 kişidir
1990 Yılı nüfus sayımına göre 10313 kişidir.
1997 Yılı nüfus sayımına göre 8232 kişidir. Akçakaya, Ertuğrul köyleri nüfuzları eksiktir. 2041 hanedir.
2000 Yılı nüfus sayımına göre 7639 kişidir. Akça kaya, Ertuğrul köyleri nüfuzları eksiktir. Bu nüfuslar kadar nüfusta şehirlerde belli mahallerde yaşamaktadır.

EĞRİ BOZLULAR. Bu gün Yunanistan�a kalmış olan Eğri boz adasından 1820 ile 1850 yılları arasında göç ettikleri sanılmaktadır. Trakya ve Balkanlarda Tekke ve yatırlar çalışmamda 17 adet tekkenin adını tespit ettim. Bunların çoğunluğu da Bektaşi tekkesidir. En büyük yerleşimleri Tekirdağ�ın Soğuk kuyu mahallesi ile yine Tekirdağ�ın merkeze bağlı Kayı köyüne yerleşmişler. Bir kısmının Silivri fener köye gittikleri bilinmektedir. Tekirdağ�da oturanlar Namık Kemal�in Bektaşi olduğu için bir heykelini bile yaptırmışlar. Ne yazık ki bu heykeli bir aracın çarpması sonucu ortadan kalkmıştır. Günümüzde bu toplumun bireylerinin tamamı Sünnileşmişlerdir.

HAMZABEYLİ AŞİRETİ( KÖPRÜLÜLER. MAKEDONYA) Makedonya yöresinden gelen Bektaşilerin halk arasında söylencelere göre Konya yöresinden Bulgaristan�a göç etmişler. Burada kurdukları ilk köylerinin ismi liderlerinin adını veriyorlar. Hamza Bey adının bu köye verilişi büyük bir ihtimalle buraya yerleşen Hamza Bey kabilesinden almış olması gerekmektedir. Osmanlı devleti zamanında göçler ve sürgünler ile Türkmenlerin yeni yerlerine geldiklerinde genelde büyük oranda yeni yerleşimlere bağlı oldukları toplumlarının adlarını vermek gelenek olmuştur. Bunu Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde
Hamza,Hazabeğli(Hamzabeğlü) Bozok,Toros,Adana,Kars-ı Meraş,Sivas sancakları ,Edirne Zağra-i Atik kazaları ,(Paşa sancağı)Kırkilise (Kırklareli) kazası (Vize sancağı )Boğazlıyan kazası (Bozok sancağı ) Dubniçe kazası (Köstendil sancağı) <> manasına gelen << dolu-tolu > > demişlerdir. Böylece onu kansız kurban niyetine, saçı niyetine, ibadet maksadı ile içmektedirler. Ona gösterilen hürmet, içki verilirken (Dolu dağıtılırken ) büyük bir sessizliğin hüküm sürmesi, bunu işaretidir.

Bu gün halk arasında Kansız kurban olarak bilinen mum�dur. Yani yatırlara yakılan mumlar Bektaşi ve Bedreddin�i inancında kansız kurbandır.

KANSIZ KURBAN Mum yakılması hemen hemen her yerde en çok görülen uygulamadır. Mum tarikatta kansız kurbandır. Mum yakılması (Çerağ uyarılması) belli bir tercümanlar okunarak yapılır. Yatırlarda genelde çerağ uyarılması tarikat ehlilerince yapılır. Burada yapılan uyarma kısaltılmış şekilde yapıldığından pek saklanmaz. Esas çerağ uyandırma işlemi nasipli kişilerin bulunduğu muhabbetlerde ehli kişiler tarafından belli kurallar dâhilinde yapılır.

GÜL KUŞANMA.(ŞEMLE KUŞANMA)
Şemle, Arapçada Şemle kökünden gelmektedir. Şemle, Kapsamak, örtmek, örtü ile örtüp bürümek, bir nesnenin bir nesneyi ihata etmesi, kapsaması anlamlarını içermektedir.
Şemle de, Örtü, sarık, destar, taylasan anlamlarına gelmekte; tarikat geleneğinde başa bağlanan dolama sarık, destar�a karşılık gelmektedir.

NAKŞÎ BEKTAŞİLERİ.
Kendilerini Nakşîlerin Melami kolu gibi görmektedirler. Melami sözcüğü parıltı ışık anlamındadır. Musahiplik ve musahip erkânı uygulanmamaktadır. Bu konuda her hangi bir bilgileri de yok. Trakya�daki Nakşîlere sorduğunuzda kendilerini genelde Kızılbaş veya Bektaşi demektedirler.
1928 den sonra Türkiye ye göç etmeye başlamışlar. Bu toplum Totrakan�da Hüseyin Sabri Baba (Softa baba)tekkesine bağlı imişler. Mürşitlerine Şeyh Dede veya efendi denilmektedir. Seçim sistemini benimsemiş aslında Balım Sultan erkânının bir benzerini uygulamaya çalışmaktadırlar.
Nakşî Dervişlerinin köylerinde isimlere baktığımızda bazı aşiret isimlerine rastlıyoruz. Bunlar
KOVANCILAR Aşireti. Rumeli�de yerleştikleri yerler, Bağdanos, Selanik, Niğbolu, Şumnu. Anadolu�da yerleştikleri yerler, Afyon, Halep, Adana, Bağdat. Göç ile Afyon Bolvadin merkezine bu cemaatten gelip yerleşmişler. Yörük�türler Anadolu�da Kilis, Rakka, Halep ,(bu gün Suriye de)Maraş, Adana, Sivas, Bağdanos mevki (Eğri boz Sancağı)Ordu kazası.

Kovancılar adındaki Çirmen kazasına bağlı yerleşim yeri 1515 yılında 17 hane, 1 mücerret, 1530 yılında 17 hane, 5 mücerret, 1577 yılında 39 hane, 21 mücerret kayıtlıdır.

MUMCULAR Cemaati. Rumeli�de yerleştikleri yerler, Razgrad. Anadolu�da yerleştikleri yerler,1878 göçünde Afyon Bolvadin merkezine bu cemaatten gelip yerleşmişler. Türkmen�dirler.

AKÇALAR Cemaati. Rumeli�de yerleştikleri yerler, Yenişehir Feneri (Tırhala) Anadolu�da yerleştikleri yerler, Kerkük, Ankara, Halep, Mamalı Türkman cemaatindendir. Mamalu cemaati da Bozulus Aşiretindendir. Türkmen�dirler.

Yunanistan ve Bulgaristan da bulunan KAYALAR Cemaati da aynı zamanda Bozulus Aşiretindendir.
Ayrıca Makedonya /köprülü kasabası civarında yerleşmiş bulunan Hamza Bey cemaati da Mamalı cemaatindendir. Hepsinin ayrılış yeri de Bozulus Aşiretidir. Ortak noktaları Bektaşi oluşları ve Bozulus cemaatinden olmalarıdır.
BALABANLAR Cemaati. Rumeli�de yerleştikleri yerler, Tırhala, Yenişehir, Drama, Zağra, Filibe. Anadolu� da yerleştikleri yerler, Erzurum. Balabanlı Cemaati, Boz Koyunlu Aşiretine tabidir. Anadolu ve Rumeli�de Derbentçi olarak görev yapmışlardır. Cemaatin bir kısmı PEHLİVANLI Aşireti içinde görülür. Yörük�türler.

� Bizler Haymana�dan sürgün gelmişiz.(Ankara�ya bağlı ilçe) diyorlar. Fakat nasıl ve ne suretle geldiklerini bilmiyorlar. Yalnız dedelerinden Hayman�dan sürgün geldiklerini işitmiş olduklarını söylüyorlar. Şu halde bu Romanya�daki Kızılbaşlar, Kızılbaşlığı kabul etmiş bir halde Rumeli�ye geçmişler ve buradaki mevcut olan tekke postişlerinden ahz-ı inayet ederek yollarını yine terk etmemişlerdir.

Nakşî dervişleri erkânında dem vardır. Fakat Mehmet Akçay Efendi demlerin erkânlarında var olmasına rağmen aşrı bir şekilde dem alınmasının olmadığını söyledi. Halkında günümüzde meydanlarında demin sembolik olarak alındığı için bir sorun yaşamadıklarını söyledi. Mürşitlere Dede veya efendi denilmektedir.
Balabanlar hakkında Vatan Özgül�ün �Dimetoka�dan Erzincan�a Bir Alevi aşireti Balabanlar� çalışmasında geniş açıklamalar bulunmaktadır.

Son olarak ta toplum adının belirleyemediğimiz bir Bektaşi kökenli toplulukta, Bulgaristan�ın Burgaz iline Bağlı Karinabat�ın Hıdırfakı(Kayıtlarda Kadir fakılı/ Vezenkov) Yusuflu (Berenova/Burgaz), Malaniç, Rupça, (Urupça)/Burgaz) Taşarası (Taşlık) (Kamensko) ve Sadova, Kiremitlik, (Lülyakovo/Burgaz-Aydos),Marafta,(Morava/Burgaz) Çepelce (Planintsa/ Burgaz) , İskonta, Dikenlik,(Tekenlik) (Trınak/Burgaz) Küçük köy, Feklaç, Salihler, (Smoçevo/ Burgaz) Murat dönem(Mura döne-Mıra döne kayıtlarda Mura Dere)(Zmeevo/Burgaz),Kamçı mahalle, (Kamçiya diğer adı ile Kamçi mahla/Burgaz Karinabat) köylerinden gelenler Bektaşi kökenlidirler. Bu gün Tekirdağ�ın Hüsunlu köyünde bu kökenden bazı aileler vardır. Bu merkezlerden bazı aileleri Isparta ve Konya civarlarına gönderilmişler. Bazı aileler oralara yerleşirken bazıları Tekirdağ ve çevresine bazıları da büyük merkezlere yeniden göç etmek zorunda kalmışlar.