Traklar ve ülkeleri [3]

Târihî Trakya’nın kuzey bölgesi olan günümüz Bulgaristan’ın da yaşayan bir kısım Traklar ise, henüz oluşmakta bulunan Bulgar milletine katılacaklardır. Bulgar toplumu içinde kalıp da özünü koruyarak erimeyen Traklar, günümüzün Pomaklar’ıdırlar!.. Bu son bilgi, konuyu kendi çapımızda irdeleyip araştırdıktan sonra, bir başımıza vardığımız iddialı yargımız veyâ daha hafif deyimiyle kanaatimizidir. (Ancak… Bizden çok sonra, Sofya’da konunun […]

Devamını Oku

Tatarlar Kim Olurlar?

Geniş bir coğrafyaya dağılan Türk toplumları, buna göre de değişik isimler altında görülmüşlerdir. Asıl yurtları günümüz Rus-ya ve Ukrayna düzlükleri olan Tatarların, yarıdan fazlası hâlen Türkiye’de yaşamaktadırlar. Tatarlar, gerek Türk toplumları ve gerekse Türk târihi içinde önemli bir yer tutmuşlardır. Ne var ki, Tatarlar bizzat kendileri tarafından bile yeterince tanınmamaktadırlar. Bu konuda, burada yazmayı uygun […]

Devamını Oku

Yunan’ın Hikâyesi ( I )

Geçtiğimiz 17 Ağustos depreminden sonra, gösterdikleri jest çerçevesindeki yardımlarıyla aramızda taşlaşmış buzları erittiler. Bu suretle ancak barışabildiğimiz Yunanlılar, Rumeli’nin etnik toplumlarına ilişkin yazdıklarımızın son konusu ve konuğu olacaklardır. Onlar için şunu rahatlıkla söyleyebilmekteyiz: Bütün bilinmezlere rağmen; geçmişleri en açık, aydınlık, ayrıntılı toplum Yunan lılar’dır. Çok erken çağlarda yerleşik düzende yaşamaya başlayıp, bunun gibi yazıyı da […]

Devamını Oku

Tunca, Meriç ve Arda…

Edirne denince akla gelenlerden biri de nehirlerdir. Edebiyatın nazmında da nesrinde de bu böyledir. Yazımıza, biz de bu nehirleri ve onların çevrelerindeki bâzı konuları alıyoruz. Nehirleri Edirne’yle münâsebetleri derecesinde sıralayıp başlık yaptık. Ancak, yazımız içinde bu sırayı ters-yüz ederek alfabetik başlıyoruz. Arda, Rodop dağlarından çıkarak hemen Edirne yakınında Meriç’e karışır. Bu noktadaki uzunluğu, kolları dışın […]

Devamını Oku

Suûdî Barbarlığı …

Dünyanın belli-başlı toplumlarından olan Araplar, uzun asırlar Asya ve Afrika kıtalarındaki geniş bir alanda temsil edilmişlerdir. Ancak, biz Arap deyince hemen dâimâ, içinde Mekke’nin de bulunduğu Suûdî Arabistan’ı hatırlamışızdır. Şu var ki, bu çok da yanlış olmamıştır. Dünyâda Arap diye bilinenlerin Sâmî ırkından ve gerçek olanları, içinde Suûdîler’in de bulunduğu Arap yarımadasında yaşamaktadırlar. Mısır ve […]

Devamını Oku

Kırım ve Kırımlılar

Türk Trakya’sı kadar bir yarım ada olan Kırım, çok dar bir şeritle ana karaya bağlıdır. Kırım ayrıca, bu adanın merkez olduğu Türkiye büyüklüğündeki eski bir Türk devletinin de adıdır. Bu topraklarda, bir az Moğol’la birlikte kuzeyli Türkler (KumanKıpçaklar) ya şamışlardır. Moğollar, aslında Türklerin içinde eriyipkarışmışlardır. Rusların vaktiyle koydukları irâde sonucu ve gene onların ağızlarıyla, bu […]

Devamını Oku

Kırım ve Kırımlılar – 2

Savaş sırasında önlerine çıkan kadın ve çocuklara asla dokunmazlar. Ancak, erkekleri esir alır veya öldürürler. Savaştıkları alandaki her şeyi talan eder, yakarlar. Geri dönmeyen birlikler olursa, büyük bir hızla savaş alanına geri dönerler, düşmanın topraklarını tararlar. Dönmeyenlerin yok edilmelerini önlemek için, o çevrede yaşanan her yeri kuşatır ve denetim altında tutarlar. Savaş sonunda kendi sınırlarına […]

Devamını Oku

Keşan Bahânesiyle… -1

Edirne’nin YÖRE dergisi son sayısını Keşan ilçesine ayırmış, bilinen yanlarıyla Keşan anlatılmış. Dergi sâhibi Ayhan Tunca imzâsıyla ve sayfa tutarına bile ulaşamayan bir de târihçe eklenmiş. Şimdinin mâmur, müreffeh ve güzel ilçesi Keşan, geçmişi açısıyla o derecede fakirdir ki, haklı olarak yazacak fazla bir şey bulunamamış. Ancak… Eksik ve hatâları da buna eklememiz gerekecektir. Târih […]

Devamını Oku

Keşan Bahânesiyle… -2

Bir önceki yazımızda Keşan hakkında aynı başlık altında yazmıştık. Yazımızın sonunda, Keşan’ın bugünkü adıyla ilgili olarak bildiğimiz bir söylentiyi de: “Keşan geçmişte deve kervanlarının yolu üstündeki önemli bir durakmış. Burada dinlenen develer ihtiyaç da giderdiklerinden (idrar çıkarmak eski Türkçe’de kaşanmak diye söyleniyor), Keşan’a kaşan yeri deniyormuş! İlginçtir ki, şimdiki adın kökeni buymuş!?.” biçiminde vermiştik. Yâni, […]

Devamını Oku

Kur’an Tartışmaları

Bugün İslâm’ın anayasası Kur’an üzerine yazacağız. Ancak, bu öyle bir anayasadır ki, inananlar tarafından üzerinde anlaşma sağlanamaz. Kimilerince bir yana çekilir, kimileri kanaatlerine göre Kur’an yorumları yaparlar. (Mezheplerin ortaya çıkışları da böyle olmuştur.) İnanmayanlara gelince. Onlar zâten inanmadıkları cihetle, kendilerince de mes’ele yoktur. Hattâ, bu türden çekişmeleri kendi görüşlerinin kanıtı olarak öne sürerler! “Bakın, inanıyor […]

Devamını Oku

Makedon, Makedonya…

Bugünkü yazımıza Makedonya’yı aldık. Geçmişte ve hâlen Bura’yla bağları olan bir çok âilenin Edirne’de yaşadığını bilmekteyiz. Yazımız, herhâlde en çok onların ilgilerini çekecektir. Eski Yugoslavya’nın altı cumhuriyetinden biriyken, birliğin dağılması sonucu bağımsızlık kazanan Makedonya’yı bu adıyla ilk tanıyan da gâlibâ Türkiye olmuştur. Son seçimden sonra ABD de tanımıştır. Makedonya adına karşı çıkıp bu konuda feryat […]

Devamını Oku

Millî Marş Üzerine

Mart ayı yıldönümleriyle geçiyor. Bunların arasına bir de “Kurban Bayramı”girdi. Yazmak istediklerimiz sıraya dizildiler. Millî Marşımız da bunlardan biriydi. Geciksek de konuyu yazalım, dedik. Marş sözü Fransızca olup yürümek anlamındadır. Müzik terimi olarak ise, bir kimse veya topluluğun yürüyüşü demektir. Ülkelerin, bayrakları yanında simge olarak bir de marşları vardır. İki ülkenin durumlarıysa istisnâ olurlar: Zimbabve’nin […]

Devamını Oku

Nikah veya Evlilik

Yeni bir gazete haberine göre, Ülkemizdeki her dört evlilikten biri akrabâlar arasında yapılıyormuş. Bu yazımız için işte bu haberden yola çıktık. Bugün, ilgi çekeceğini düşündüğümüz, geçmişten günümüze nikâh ve evlilik konusunu yazacağız. Evliliğin, şâhitler önündeki yazılı ve imzâlı sözleşmesi demek olan nikâh sözü, bize Araplardan geçmiştir. Nikâh hâlen Araplarda da aynı anlamda kullanılmaktadır. Şu var […]

Devamını Oku

Onbinlerin Düşüşü…

Aslen bir filozof ve tarihçi olan ünlü komutan Yunanlı Ksenophon’un, Anabasis diye bir dünya klasiği vardır. Anadolu ve Mezopotamya ile Trakya’nın dar alanında, MÖ’ki dördüncü yüzyılda geçen bazı olayları bir masal gibi anlatan eser, son derecede ilginç bilgiler verir. Başlık yazımız, Onbinlerin Dönüşü adıyla da bilinen bu klasiği hatırlatmaktadır. Son bir veya bir buçuk ay […]

Devamını Oku

Orman ve Ağaçları

Yazımıza başladığımızda; Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Edirne, İstanbul, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde hemen-hemen aynı anda başlayan orman yangınları yaşanmaktaydı. Her ne zaman bir orman yangını duysak bizim de yüreğimiz dağlanmıştır. Bu yangın, velev ki dünyanın en uzak ve en bilinmez bir köşesinde olsun. Yangın, hele de bildik bir yer veya yakınımızda ise, duyduğumuz hüzün tarifsiz boyutlara […]

Devamını Oku

Oruç veyâ Ramazan

İslâmın mübârek (kutsal) Ramazan ayı bugün başlamış bulunuyor. Ramazan, Arap takvimindeki dokuzuncu ay olup, gene kutsal sayılan üç ayların Recep ile Şâban’ın arkasından sonuncusudur. Toplum hayatında öyle önemli olaylar vardır ki, o toplumu dâi-mâ ve derinden etkilemişlerdir. Beş şartın dördüncüsü oruç, İslâm dünyâsı için işte böyle bir olaydır. Doğrusu, diğer dört şartın hiçbiri İslâm üzerinde […]

Devamını Oku

Roman Dans Topluluğu

Ülkenin genel sorunlarından payına düşeni alan Edirne, beş-on yıldan bu yana bir de kendi özel ekonomik sorunlarına üzülürken, şimdi buna başka bir boyut daha eklenmiş bulunuyor. Şimdiki sosyo-kültürel bir sorun olup, Edirnelileri mânen sıkıntıya sok-maktadır. Konu kısaca şudur: Kültür Bakanlığı Edirne’den Çingene bir âile bulup, âilenin yetişkin nüfusundan on kadarıyla sözleşme yapıyor. Bakanlık, oluşturduğu bu […]

Devamını Oku

Rumeli’nde Giraylar

1155-1227 yılları arasında yaşamış Cengiz Han, gelmiş-geçmiş en büyük cihangir (dünya fâtihi) kabûl edilmektedir. Gerek yer li ve gerekse yabancı tarihçiler, bu konuda görüş birliği içinde bulunmuşlardır. Cengiz, Avrupa ortalarından Pasifik kıyılarına kadar uzanan muazzam ülkeyi, ölümünden önce dört oğlu arasında paylaştırmıştır. Ülke’yi, Cengiz’den sonra kendi bölgelerinde şu dört oğul yöneteceklerdir: Cuci, Çağatay, Oktay (Ögedey) […]

Devamını Oku