“BİLGİ PANAYIRI”
14-15-16 Ekim günleri benim ve yöremiz yurttaşları açısından bir “Bilgi Panayırı” oldu. Bu terimi kim söyledi bilmiyorum ama bir konuşmacıdan kulağımda kaldığını anımsıyorum.
“Planlı Dönemde Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu”nu düzenleyen TMMOB Makine Mühendisleri Odası Edirne Şubesi’ne sadece Trakya değil; Marmara Bölgesi, Türkiye ve komşularımız Yunanistan ile Bulgaristan’da teşekkür etmeli. Çünkü konu hepsini ilgilendiriyor. Yaşam bir bütün. Güneş ve Magma hareketlerini, Okyanus veya Kutuplardaki hareketleri, Dünyamızdaki veya bölgemizdeki olayları izlemeden, kavramadan kentimizde, mahallemizde veya evimizde mutlu olabilir ve güzel yarınımızı kurabilir miyiz ? Bir deprem hepimizi ürkütüyor ise nedenlerini bulup çarelerini üretmeliyiz. Aksi halde “insan” olmamızın ne anlamı var ki?
Yıllardır ve özellikle 1980 sonrasında plansız bir şekilde tarım toprakları ve yer altı sularımız mahvedilerek gelişen sanayileşme ve kentleşme ülkemizin can damarı Trakya Ovası’nı yok etmek üzereyken MMO ve duyarlı çevreciler sempozyumlarla konuyu öne çıkardılar. Uzun ve çetin bir mücadele başladı böylece. Sonunda “Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı” oluştu. Buna göre, havzada yapılan her türlü etkinlik ve yatırım bu plana göre olacaktı. Ama olmadığını hepimiz biliyoruz.
Planı hazırlayanların haberi olmadan bakanlık plan üzerinde keyfi değişiklikler yapabiliyor, yerel yönetimler plana uymak zorunda görmüyorlar kendilerini ve kısacası planı takan (!)yok.
Oysa planın zorlamasıyla mı yoksa başka amaçlarla mı kurulduğu belli olmayan ama yasal ve etkin bir örgütlenme de var. Önce adı “Trakya Çevre Sorunları Çözümü Hizmet Birliği” iken 08.03.2004 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Trakya Kalkınma Birliği; üç ilin kalkınmasını organize etmeyi hedefleyen bir örgütlenme. Ama zihniyet aynı olduktan sonra ne kadar çok örgüt kurarsan kur sonuç alınamaz. Bu örgütün katılımcıları kim ? Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli valileri ve bu üç ildeki 85 belediye başkanı.
Yıllardır anayasaya, çevre ve benzeri ilgili yasalara rağmen Trakya’nın bu hale gelmesini sağlayan genelde siyasi irade ve yerellerde de bu kişiler değil mi? Çevre ve Orman Bakanlığı’nın gözetiminde olan yeni planı da aynı kişiler uygulayacak. Olur mu? Olmaz ve olmuyor da zaten. Ama ne yazık ki siyasilerimizin düşüncesi bu. Bu günlerde mecliste yasalaşacak olan Bölge Kalkınma Ajansları’’nda da mantık aynı. Ajansın yürütücüleri;Valiler, yerel yönetimler ve STK’lar deniyor. STK dedikleri Sanayi ve Ticaret Odaları.
Trakya’daki çevre sorunları ve plansız gelişmeden kimler rahatsız olmuştu ? Valilikler, belediyeler ve sanayici mi ? Hayır. Ya kim? Yurttaşlar. Yurttaşlar bu rahatsızlık sonucunda çeşitli etkinlikler yaptı ve bir kamuoyu oluştu. Bu oluşum sonucunda da plan çıktı. O zaman bu planı izlemesi ve denetlemesi gerekenler de yurttaşlar olmalıdır bence. Kalkınma Birliği’nin içinde odalar, Çevre Dernekleri gibi Sivil Kurumlar ve plana emek veren Trakya Üniversitesi olmalıdır. Aksi durumda bu plan uygulanmaz ve rafa kaldırılır. Zaten kanımca istenen de o. Belediyeler hatırlı seçmenlerine göre imar planlarını bozup yenilerler, valilikler yukarıdan gelen baskılara boyun eğmek zorunda hatırlı kişiler için plana uymazlar……
İki gün boyunca 13 oturum, iki panelde onlarca bilim insanının düşünceleri paylaşıldı ve yayıldı Edirne’den Trakya’ya ve dünyaya. Olması gerekenler orada mıydı diye sorarsanız, ne yazık ki yoktu. Özellikle 85 yerel yönetimden üç tanesi vardı ve öncelikle büyük yerleşim yerleri yoktu. Edirne valisi dışında il valilerimiz de yoktu. Çevre, İmar, vb. müdürlüklerden de katılan yok gibiydi.
“Yetkililer bizler adına gider” diye düşünen yurttaşlarımızdan da pek yeterli katılım olduğunu ne yazık ki söyleyemem.
Katılım yok diye bilim geri mi dururmuş? Sempozyuma katılanların görevi duyduklarını ve gördüklerini her yerde anlatmak ve bilenlerin bilmeyenlere anlatması şeklinde zinciri uzatmak olmalıdır. Ancak öyle korunabilir Trakya, ancak öyle korunabilir Dünya. Katılanların bunu yapacaklarını da biliyorum.
Cuma ve Cumartesi günleri kitaplar dolusu bilgi doldurdum dağarcığıma ve çantama. Pazar günü ise sempozyuma da davetli olan Marmara Çevre Platformu (MARÇEP) toplantısı vardı. Burada da Türkiye Çevre Platformu kurulduğu haberi bizi sevindirdi. Artık çevre dostlarının da ülke çapında bir örgütlenmesi olmuş oldu.
MARÇEP ilimizde Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği tarafından temsil ediliyor. Keşan ve Uzunköprü’de de bileşenin içinde olan dernekler var. Marmara Bölgesi illerinden toplam 22 katılımcı kuruluş var.
Dolu dolu geçen üç günü, “Bilgi Panayırı”nı kaçırdıysanız büyük bir eksiklik, ancak haberli olup da katılmadıysanız ve hele de mazeretiniz yok ise o zaman sizin adınıza üzüldüğümü söylemek zorundayım.
Ziya GÖKERKÜÇÜK (gokerkucuk@tnn.net)
Not:Bu yazı 20.10.2005 Perşembe günü Edirne HUDUT gazetesi “SOLDUYU” köşesinde yayınlanmıştır.