Yazar: naznam

….bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana. Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir […]

Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın […]

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç… Sana deyeceklerim söylemekle bitmez. Yıllardır yaşamamdan çaldığın zamanlar Adına düğümlendi. Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç… Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar İkimize yetmez. Ö.A 2.426

sıla derdine düşünce anlarsın yunanlıyla kardeş olduğunu bir rum şarkısı duyunca gör gurbet elde istanbul çocuğunu türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz olmuşuz kanlı bıçaklı yine de bir sevgidir içimizde böyle barış günlerinde saklı bir soyun kanı olmasın varsın damarlarımızda akan kan içimizde şu deli rüzgâr bir havadan bu yağmurla cömert bu güneşle sıcak gönlümüzden bahar dolusu […]

Senden hiç bir iltifat beklemiyorum…. ne saçıma… ne kaşıma… ne de gözlerime hiç bir övgü istemiyorum… beni ben olduğum için sevmelisin… duygularımla alıp en çıkılmaz yerine hapsetmelisin… ve ben senden öyle bir aşk istiyorum ki her yeni güne uyandığımızda ilk kez tanışmamızın heyecanını yaşamalıyız… baki kalmayan şeyleri bana sarfetme…. geç güzellikleri … sen sevgini anlat […]

Önce dünyama sesin girdi özlemli, kısık Bir mutluluk muştusu gibi ta uzaklardan Çok sonrası öptüğüm o gül dudaklarından Önce sesindi çağıran beni gür ve aydınlık Önce küçük ellerin kondu avuçlarıma Yolunu şaşırmış bir kuş gibi, ürkek Alıştım her şeyine, her yerine giderek Saplandın iğnelerce parmak uçlarıma Önce bir akşamdı gelen seninle dopdolu İnanılmaz, doyulmaz, anlatılmaz, […]

Günlerdir sınırında yaşıyoruz aşkın Günlerdir uçurumunda Bu kaçıncı atışım kendimi Kollarından yalnızlığa Bu kaçıncı dargınlık Bu kaçıncı barışma Belli ki Sensizliğe sürgün artık bu gözler Sensizliğe sürgün bu dudaklar bu eller Şimdi yorgun bir çınar gibi kalbim Artık sana değil Sensizliğe yaslanacağım Hoşçakal güz çiçeğim hoşçakal Seni artık Göz yaşlarınla ıslanmış Yastıklara bırakacağım Oysa yıllarca […]

Sen gel, hiç bir zaman “git” demem… Hani ağlamak yoktu, söz vermiştin Sırası mı şimdi hayatdan çalmanın,bu yaşta… Daha bir kaç gün oldu “yaşım onsekiz oldu” demiştin. Kaybettiğin seneleri görüyorum dökülen her yaşta Zeytin gözlerine yakışmıyor o gözyaşları Gülmek varken bu zamanda, gençliğin bu en güzel anında… Teker teker aşacaksın,yoluna çıkan taşları Ve olgunlaşacaksın, hayatı […]

Son sigaram gibisin, Kimselere veremediğim Son kadehim gibi, içmelere kıyamadığım Son sözüm gibisin diyemediğim Belki kefenim gibisin ölemediğim Gözümde yaş gibisin silemediğim Kara acımsın gülemediğim Belki kimsin bilemediğim Belki de sensin Sensin , SEVDİM dediğim …. Ne yazık sen bu şiiri hiç bilmedin, hiç duymadın Halbuki seni anlatıyordu. Şimdi sen biraz daha olgun, Ben biraz […]

Orda, adamı düşündüren denizler vardır – ışıltılı ve berrak -, şurda gemiler durmuş, kimbilir, zincirleri ne ağırdır. Sarayburnu, Kızkulesi, Haydarpaşa… Bak işte Köprü, Böyle ayak altında bütün gün. İşte yollar gıcır gıcır, İşte Sultanahmet Meydanı şu gördüğün Nihayet, ilerde deniz, Mis gibi balık kokar. Daha sonra Adalar Ve hep çam ağaçları. Oranın mehtabı tatlı olurmuş, […]

Ey istanbul.. büyük istanbul.. Masallar diyarı.. İstanbul.. Acısıyla tatlısıyla binlerce ömre tanıklık etmiş İstanbul.. Kimi zaman kırık kalplilerin kaldırımlarını eskittiği.. Kimi zaman mutlu insanların sevinçle üzerinde koştuğu yolların istanbulu.. Milyonlarca kalbin her saniye attığı İstanbul.. Her saniye bir hayat kayarken yeni bir kalbin atmaya başladığı İstanbul.. İçinde binlerce öykü taşıyan İstanbul… Uğruna kanlar dökülen İstanbul.. […]

Karla karışık yağmur, Gözyaşları ile karışık mutluluk, Senle karışık bir ben GEÇMİŞTE… Yağmuru terketmiş bir kar, Gözyaşlarını terketmiş bir mutluluk, Ve beni terketmiş bir sen ŞİMDİ… Terkeden kar tanesini arayan yağmur, Tekrar mutluluktan akmak isteyen gözyaşları, Ve sende kalan aşkını geri isteyen bir ben GELECEKTE, GEÇMİŞİMDE mutluluğumdun, ŞİMDİ gözyaşlarımla terkedenimsin, GELECEKTE Mİ? Onu ne sen, […]

Rengarenk bir yalnızlığım var şimdi. Her giden, kendi rengiyle beraber yalnızlığını bıraktı bana.. En renkli, en çeşitli, ebrüli yalnızlıklarım boynumda… Bütün kaybedişlerimi, bütün yanlış tercihlerimi atıp yalnızlığımın içine, yeniden yeniden deniyorum. Yalnızlığım bir atkıdır boynumda daha kaç çilesi vardır örülmesi gereken bilirim. Yalnızlığım, her rengini bilirim ben senin, ayrılıklarımın her rengini önceden tahmin edebildiğim gibi. […]

Bir gece yolculuğu daha, Kollarım yine sadece kendimi sarıyor Belki soğuktan korunmak, Belki de sensizken sana sarılmak için.. İçimi bilmediğim bir nefes ısıtıyor sanki, Sensiz sana sarıldığımda, İçimi ısıtan o nefeste sana aittir Kim bilir? Sen kimsin peki? Dağın doruk noktasında düşmeyi bekleyen çığ gibi Umarsızca sessizliğe terkeden sevgili. Neden hala bana sarılanın sen olduğunu […]

Sevgilere çıkar oyunları Karanlık duygular serptiler Gündüzleri gece eyleyip Aşka kalın perdeler çektiler Ve biz… Biz dostum! Görmedik serpilenleri; Yıllarca yaşayamadan gündüzleri Yırtmak isteyipte başaramadığımız kalın perdeleri Terkettik sevgileri Ve her defasında yeniden denedik… 2.012

Nerede saklıyorsun kendini, Bir kez olsun görünmedin gözüme hiç. Neden bu kaçış , bu görmezden geliş, Ben miyim sana uzak olan ? Sen misin kaçan benden yoksa, Boşuna mı bu ümit dolu bekleyiş? Gelmeyeceksen bi haber gönder, Bekleme beni de, umutlarımı söndür. Böyle suskun kalma ne olur. Ya bir kez gel de bana, Ya da […]

Yük de taşısalar, sevgide taşısalar hep hüzün dolularmış aslında… İlk defa bir trenin ardından baktığımı fark ettim. İçinde sevgimden bir parçayı alıp götürürken uzaklara. Kendimle kaldığımda öyle garip hissettim ki kendimi… Bir an koşmak istedim, trene ondan daha güçlü olduğumu göstermek için , sonra bunu istesem de yapamayacağımı anladım; yere çakılmış bir türlü hareket edemeyen […]

Yolda yürürken unutmayayım diye Ellerime yazdığım şiirler oldu bu şehirde Temize çekmek için baktığımda yeniden Noktalama işaretlerinden bile kan damlıyordu yerlere Bir insan çok rahatlıkla aşık olabilir Ölmek üzereyken Kendisine kan veren birisine… Uzun zamandır yazamadığım güneş çoktan mı battı? Yoksa günlerdir yüzünü göremediğimden mi kurumuş bir nehir gibi ölü balıklar taşıyorum içimde? Neden ben […]