Sene 2008 Halkını seven, onlar için hizmette varım diyen, Belediye Başkanı günlerden birinde içme suyunu özelleştirmek istemesiyle başlamış bütün aksilikler…
Düşündüm başkan Edirne’ye hizmette aşırı gönüllüyse, neden suyu özelleştirmek istesin. Muhakkak bir sebebi vardır da bu tartışmalar neye aklım ermedi. Sonra düşündüm, ben belediye başkanı olsaydım suya nasıl sahip çıkardım diye kendimce bir sürü fikir ürettim. Acaba başkanımda mı bu fikirlerden yola çıktı diye düşündüm ki sanıyorum oda bu veya buna benzer bir sunucu bulmuş olmalı ki kendine karşı gelenlerin olacağını bile bile cesaretle bunu gündeme getirmiş.
Şimdi benim pencerelerimden neden su özelleştirilirse halk daha sağlıklı ve kesintisiz kaliteli suyu buluru anlatmaya çalışacağım.
Bilindiği gibi Edirne’nin suyu Süloğlu barajından kanalizasyon ile havuzlara gelmekte, İkisinin arası mesafe en az 25 kilometre.
1- Büyümekte ve gelişmekte olan Edirne’nin yakın tarihlerde mevcut yoldan yeterli suyu temin etmesi zaten zor olacak.
2- Taşıma esnasında gelen suyu kaybetmemek için olmazsa olmazı hattın (kanalizasyonun) yenilenmesi.
3- Belediyenin bu hattı zaten yenilemesi şart ise ve bunu yapamıyorsa o zaman bunu özelleştirmek ve o kişiden hattın ivedilikle yenilemesini istemek, yaptırtmak daha mantıklı değil mi?
4- O kişiye gene sözleşme gereği şebeke öncesi, bilgisayar ortamında, içme suyu kalitesinde… ve bu suda bulunması şart minerallerle, zenginleştirilmesini şart koymak. Kireci arındırılmış iyi su elde edilince kime faydası olur.
5- Denetleyende HALK sağlığı veya Tarım il müdürlüğü olsa kim kazanır arkadaşlar.
6- Küresel ısınma kapının eşiğinde çok değerli olan suyumuzu “0” kayıpla halka ulaşmasını sağlamak ciddi bir görev değil mi?
Diyeceksiniz ki bu bize çok pahalıya gelir bizim insanımız fakir onları düşünerek bu su özelleştirilmemeli dersiniz veya düşünürsünüz.
Kabul halkımız içinde fakir var ama bunun çözümü daha çok kolay muhtarlar tespit eder, o aileleri ve kaçar kişi olduklarını. Bu ailelere kişi başı birer ton su bedava (limit koyalım) üstünü ödesinler. Yapılamaz mı?
1- Özelleştirilmiş suyun eve pahalıya gelmesi bireylerin su tüketiminde tasarruf etmelerini otomatik olarak sağlayacaksa özelleşmesi şart.
2- İçersindeki kireç içme suyuna ayarlanmış bir şebekenin, evlerimizde ki çamaşır, bulaşık ve diğer ev aletlerinde ki kireçlenme de olmayacağından, kireçlenmeyi önleyen tuzları kullanmak zorunda kalmayacağız. Bu demektir…
a- Aileye maddi getirisi olacak
b- Atık suyun içinde daha az kimyasal doğaya karışacak.
Şimdi de diyeceksinizdir belki ne gereği var. Ya ben zaten o tuzlardan kullanmıyorum. Suyu da damacanada alıyorum, hem de evlere kapıma kadar getiriyorlar. Tamam, ona da söyleyecek sözümüz var her halde ama ilk önce bir şişe kolayı alıp bunun kapağını açın, içinden bir yudum için ve kapağı sıkıca kapatın ters çevirin emim olmak için, sızmadığından eminseniz, bu şişeyi koyun bir kenara dursun. Üç gün sonra o kolayı alın, açıp için bakalım, ilk günkü içtiğiniz lezzette mi?
a- 20 litrelik bir damacana iki gün içinde tüketilmemişe… siz su içtik sanırsınız.
b- Benimkisi cam damacana demeyin, o belki 5 saat daha uzun sağlıklı kalır.
c- 5 er litrelik alıyorum, diye de cevap verebilirsiniz. İyi de sizde hiç mi cevre bilinci oluşmadı, bu tür atıklar küresel ısınmanın tetikleyicisi olan çöpleri çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz.
Şimdi arkadaşlar su savaşlarının başlamasını beklemeden şimdiden önlemimizi almamız gerek. Bir damla suyu dahi en iyi şekilde kullanmak için var mısınız? Bu düşüncem tabi ki bazılarını kızdıracak biliyorum, en çokta damacana ile su satanların işi bozulacak bunu da biliyorum.
Ben “Suyumu sahip çıkarken”, bu hakkımı en iyi şekilde özel sektörün koruyacağını inanıyorum. Kayıp ve kaçakların bulunması için taşıyıcı ana halterlerin yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum, öyle yapılmalı ki gelecekte 30 veya 50 sene daha sonrası dahi yenileme gerektirmeden, aynı hattan Edirne suyunun kullanıcısına ulaşacak şekilde, geniş borular ve son sistem olarak döşenmesi, gene aynı titizlikle denetim ve dağıtım yapılmasını arzu ediyorum.
Şimdi bazıları diyecektir adam istediği gibi suyun fiyatını artırır, ödenmediğinde keser falan diye bir sürü fikir üretilecektir. Suyu özelde olsa Belediye de olsa A.B.uyum yasalarına göre ödenememiş faturalarda hemen suyu kesme lüksleri yok. Çünkü temel ihtiyaç, bu ürünü kullanıyorsan, ödeyeceksin bazı art niyetliler bu fırsatı değerlendirmek ister ama ona da kolay çözüm bulunur.
Kabul, bunlar ve benzerleri zaten sözleşme içinde madde madde yazılır ve hatta tekrar satışında da, sözleşmenin aynen devir olması şartı konur yani insanın doğal hakkı olan su böylece daha iyi kullanılır. Şartnameye uymadı mı İl Özel Mahkemeleri ne için var, bir gecede olay Belediye’ye devreder tekrar.
Gene halk kazanır onun için birazda ileri görüşlü olup kendimiz ve geleceğimiz için ne daha iyidir diye düşünelim…
Doğa için, gelecek için bilinçli tüketici olmamız şart. Sakın düşünmeyin, adam sende bizde çok su var, bize bir şey olmaz, olmaz mı? Neler olabileceğini, düşünmek bile istemiyorum. O halde sizin dünyadan haberiniz yok diye düşünüyorum ben. Günübirlik yaşamaktan artık vazgeçmenin zamanı geldi ve tolerans tanımayacak şekilde ciddi sorunla karşı karşıyayız dünya bazında sadece Türkiye veya Edirne olsa çare bulunur da dünya sorunu bu.
Özel sektör belki bazı alanlarda yanlışlıklar yapmıştır ama bunu her özel sektöre mal etmemek gerek, insanlar birilerinden devamlı şüphelenerek yaşayamazlar. Derin uykudan uyanma zamanı geldi birilerinden değil kendimizin de bir şeyler yapma zamanıdır. Bana örgütlü ol diyorlar, olsam bu kadar rahat ne yazar ne de çizerdim, olmadım mı sanıyorsunuz? Orada da bulunduğum örgütün devamlılığını ve diğer bürokratlara göre saygılı, kırıcı ve örgütü zarar verecek tarzda konuşulmaması için uyarıldığım çok olmuştur. Eğer düşündüğümü aynen insanlara aktaramayacaksam örgütü ihtiyacım yok zaten. Oldukça her kez bir çeşit sansür yapıyor, bense vatandaş olarak düşünme ve konuşma özgürlüğüme sığınarak çok güzelde insanlara ulaşabiliyorum, tavsiyem sizlerde emin olduğunuz konuları hür insan olarak özgürce ulaşmayı deneyin.