KARA AHMET

KARA AHMET

Efsane Kırkpınar Pehlivanları
İçeriği Paylaş...
KARA AHMET
KARA AHMET

Zamanının güreş devleri olan Adalı Halil, Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet pehlivanlar gibi iri yarı olmasa da kendisinden güçlü pehlivanların karşısına çıkmaktan çekinmiyor ve onları yeniyordu. Koca Yusuf’un hazin ölümünün ardından Avrupalı güreş organizatörleri yeni bir Türk güreşçi arayışına girdiler. 1.80 boyu ve 105 kilo ağırlığıyla dışarıdan pek alımlı görünmese de kazandığı güreşlerle herkesi kendine hayran bırakan Kara Ahmet dikkatlerini çekince onu 1899 yılında düzenlenen ilk dünya güreş müsabakasına davet ettiler.

Kara Ahmet, Bu müsabakanın finalinde 138 kiloluk Laurent Le Beaucairois’i mağlup ederek “Dünya Şampiyonu” unvanını kazanan ilk Türk güreşçisi oldu.

KARA AHMET-LAURENT-LE-BEAUCAIROIS
LAURENT LE BEAUCAIROIS

Bugün Bulgaristan sınırları içerisinde yer alan Deliorman(Aşağı Tuna Ovası’nda, Rusçuk, Razgrad, Silistre, Şumnu ve Hacıoğlu Pazarcık şehirlerini de içine alan) bölgesinden dünya çapında tanınan Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet, Kel Aliço gibi pehlivanlar çıktı. İşte Deliormanlı Kara Ahmet de bunlardan biriydi.

1870 senesinde Razgrad’ta doğan Kara Ahmet, küçük yaşta güreşe başladı. İstanbul’a gelerek döneminin ünlü pehlivanlarından Hergeleci İbrahim’in çırağı olarak yetişti. Ustasından yağlı güreşin bütün inceliklerini öğrenerek kuvveti ve yeteneği sayesinde kısa zamanda başpehlivan oldu ve adını duyurdu.

Kara Ahmet, zamanının güreş devleri olan Adalı Halil, Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet pehlivanlar gibi iri yarı olmasa da kendisinden güçlü pehlivanların karşısına çıkmaktan çekinmiyor ve onları yeniyordu. Koca Yusuf’un hazin ölümünün ardından Avrupalı güreş organizatörleri yeni bir Türk güreşçi arayışına girdiler. 1.80 boyu ve 105 kilo ağırlığıyla dışarıdan pek alımlı görünmese de kazandığı güreşlerle herkesi kendine hayran bırakan Kara Ahmet dikkatlerini çekince onu 1899 yılında düzenlenen ilk dünya (grekoromen) güreş müsabakasına davet ettiler. Kara Ahmet, Bu müsabakanın finalinde 138 kiloluk Laurent Le Beaucairois’i mağlup ederek “Dünya Şampiyonu” unvanını kazanan ilk Türk güreşçi oldu.

Paris’te bir Türk: Karamel Ahmet
Bu başarıdan bir yıl sonra organizatörler, Kara Ahmet’in karşısına, daha önce üç kez dünya şampiyonu olmuş ve kendisine meydan okuyan Fransız güreşçi Paul Pons’u çıkardılar. Psikolojik baskı ve sinir savaşı altında geçen ilk üç güreşte Kara Ahmet, rakibi Paul Pons’u alt etmesine rağmen “çelme attı” iddiasıyla galip sayılmadığı müsabakalardan bir netice alamadı. Paul Pons ise “Dünya Şampiyonluğu” unvanı için Kara Ahmet’e meydan okumaya devam ediyordu. 12 Ocak 1900’de Kara Ahmet tarafından güreş komitesine gönderilen bir mektup üzerine komite, Türk pehlivanın taşıdığı “Dünya Şampiyonluğu” unvanı için Kara Ahmet ile Pons arasında son defa olarak bir güreş yapılmasına karar verdi. İki saat sürecek müsabakanın şartlarına göre Paul Pons, bu dördüncü güreşte de Kara Ahmet’i yenemezse unvan Fransızların “Karamel” adını taktıkları Türk pehlivanda kalacaktı.

Kara Ahmet ile Pauil Pons

Kara Ahmet- Pauil Pons
Pauil Pons

15 Ocak 1900’de Paris’in “Folier Berger” tiyatrosunu akşamdan doldurmaya başlayan seyirciler yerlerini almışlardı. Adeta iğne atılsa yere düşmeyecek derecede kalabalık vardı. Saat 11.00’da çalınan güreş marşıyla sahne perdeleri kalktı. İki pehlivan da ortaya geldiler. Verilen işaret üzerine önce birbirleriyle tokalaştıktan sonra hamleler başladı. Pauil Pons’un hamle yapacak cesareti yoktu. Güreşçiler başlarını birbirlerinin omuzlarına dayayarak fırsat kollarken bir aralık Pons, Kara Ahmet’e hamle etmek istediyse de Kara’nın şiddetli savunması Pons’u eski vaziyetini almağa mecbur etti. Kara Ahmet de Pons’u önden çapraza almak istedi. Pons, yan başı yaparak kurtuldu. Sonra Pons, Kara Ahmet’i önden ve koltuklarının altından çekerek çifte “kaz kanadı” yaptı ve uzun kollarını Kara Ahmet’in yüzünde birleştirdi. Artık herkes Kara Ahmet’in sert bir şekilde yere düşeceğini ve o sırada sırtı yere gelerek mağlup olacağını zannederken, Kara Ahmet’in şiddetle silkinmesi üzerine yere Pons, yüzü koyun düştü. Seyirciler hayret ve şaşkınlık içerisinde bu hamleyi alkışlayarak “Brova Kara Ahmet!” “Yaşa Türk!” sesleriyle tiyatro salonunu çın çın inletmeye başladı.

Kara Ahmet’in Pons’a yerden kalkmasını söylemesi üzerine güreş ayakta devam etti. Kara Ahmet ne zaman isterse rakibini yere düşürüyor, fakat bir türlü vücudunu çevirmeyi başaramıyordu. İki saat süreceği açıklanan güreşin son dakikalarında Pons’un hamlelerini savuşturan Kara Ahmet, bitiş düdüğünün çalmasıyla birlikte galibiyetini ilan etti. Çünkü Pons’un meydan okumasına karşılık, belirlenen şartlara göre bu dördüncü güreşte de Kara Ahmet’i yenemezse unvan Türk pehlivanda kalacaktı. “Pehlivanlar Pehlivanı, Şampiyonlar Şampiyonu” olan Kara Ahmet’in galibiyetinin ilan edilmesi üzerine seyirciler “Folier Berger” tiyatrosunu alkışlarla inletmeye başladılar. Kadın-Erkek herkes sandalyeler üzerine çıkmış şapka, mendil ve bastonlarını sallayarak “Bravo Kara Ahmet!”, “Yaşa Türk!” diye bağırıyorlardı. Kara Ahmet de nazik reveranslar yaparak halkın sevgi gösterilerine karşılık veriyor ve öpücükler yolluyordu.

Altın kemerin takıldığı sırada seyirciler tarafından atılan çiçeklerle adeta bir çiçek bahçesine dönüşen sahneden çekilen Kara Ahmet’i tiyatro dışarısında bekleyen seyirciler onun kapı görünmesi üzerine tekrar ortalığı alkış ve “Yaşa! “Bravo” şeklindeki tezahüratlarla inletmeye başladılar. Buna karşılık mağlup olan Pauil Pons ise öfkeli ve sinirli bir şekilde Kara Ahmet’in elini bile sıkmadan orayı terk etmişti. Pehlivanlar Pehlivanı olan ve unvanını koruyarak İstanbul’a dönen Kara Ahmet, Sultan II. Abdülhamid tarafından Osmani Nişanı ile ödüllendirildi ve kendisine maaş bağlandı. Kazandığı güreşler ise Türk basınını günlerce meşgul ederek dönemin gurur kaynaklarından biri oldu.

Kaynaklar: İkdam Gazetesi, Numara: 1983, 1987, 1990