KANSERLİ HASTA VE AĞRI TEDAVİSİ
“Ağrı”, insanoğlunun var olduğundan beri birlikte yaşadığı, ancak tüm olanaklara karşılık ortadan kaldırmaya gücünün yetmediği, çözümünü tam olarak bulamadığı bir bilmecesi olarak kalmaya devam ediyor.
Edwin M. Todd ağrıyı şöyle yorumluyor;
“Zamansızdır ağrı, kaçınılmazdır ve tanımlanması güçtür. Yeni doğmuş bebeğin canhıraş çığlığı; ağrıyla tanışıklığımızın ilk durağından kopup gelerek, duyarlılığımızın en derin bölgelerinde yankısını bulan bir çığlıktır. Ona kulak veren kişinin yüreğine Doğum, Varoluş ve Ölüm üçlemesiyle harmanlanmış, nefretle şükran arasındaki bir kısırdöngü biçiminde ulaşır. İnsan yaratılışın gizemi karşısında dehşete kapılır ve bu dehşet rahmin güvenli ortamından çekip çıkarılmanın daha ilk anında sahnedeki yerini alır. Beşikten mezara uzanan yolculuğumuza damgasını vuran ve giderek benliğimizi tümüyle saran alaycı eşlikçimizdir O.
Düşünceyi gölgeler, uygarlıkların yükselişi ve yok oluşunun altına imzasını atar.”
İnsanoğlunun yok etmek için çare bulamadığı bu baş edilmez düşmanını, Albert Schweitzer şu şekilde tanımlıyor; “Ağrı, insanlık için zalim bir hükümdar, hatta ölümden daha korkunçtur”.
“ AĞRI, vücudun belirli bir bölgesinden kaynaklanan, kuvvetli bir doku harabiyetine bağlı olan ya da olmayan, insanın geçmişte edindiği, sübjektif, primitif protektif deneyimleri ile ilgili, sensoryal, hoş olmayan emosyonel bir duyum, davranış şeklidir.”
Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, ağrı önceki kabul edildiği kavramdan farklı bir olgu olup; sonrasında, kişide davranış bozukluğuna varacak değişikliklere neden olacak bir algılama olayıdır.
Kanser ağrısını, daha önce yapılan ağrı tanımının zemin oluşturduğu; depresyon, anksiyete ve öfke nedenlerinin bu zemin üzerine eklenmesi ile ortaya çıkan, algılanan bir duygu olarak tanımlamak olasıdır. Kanser ağrısının; fiziki yetersizlik, toplumdan uzaklaşma ve ölüm korkusu yanında diğer hoş olmayan iştahsızlık,nefes darlığı, bulantı ve kusma gibi semptomların, insanda ne düzeyde olumsuz etkileri olduğunu değerlendirmek olasıdır.
Kanser ağrısını bu şekilde tanımak tedavide en önemli unsur olan hastaya yaklaşımı ve tedaviye katkıyı kolaylaştırmış olur. Benign hastaların ağrı tedavisinde analjezik tedavi daha kısıtlı iken, kanser hastalarında ilaç tedavisindeki sınır genişliğine ek olarak, hastanın beklenen yaşam süresine bağlı olarak: birçok invaziv yöntem kullanılabilmektedir.
Bu hastalarda sıklıkla artmış anksiyete ve depresyonun belirtileri görülür. Bu hastalarda intihar eğilimi % 7-20 arasında olduğu belirtilmektedir. Bunun nedeni, hastanın ilk karşılaştığı hekim tarafından depresyon semptomlarının iyi değerlendirilememesi ve uygun tedavi önerilmemesidir. Bazı hastalarda, oldukça yüksek dozda analjezik ilaç verilmesine karşın sağlanamayan analjezi, tedaviye antidepressan yada antikonvülsan ya da nedene yönelik bir başka ilaç eklenmesi ile sağlanabilmektedir. Kanserli hastaların psikiyatrik komplikasyonları değerlendirilmeli, tedavisi hızla ve zamanında yapılmalıdır.
Kanserli hastalara, hastalıkları ve bağlantılı oluşan ağrıları ile ilgili olarak, hekimleri tarafından yeterli bilgi verilmesi, ağrı tedavisinde hastanın ağrıya yaklaşımını çok etkileyecektir, değiştirecektir. Hasta ile etkin diyalog kurabilmek ve onunla bütünleşebilmek, ağrı yakınmaları olan kanser hastalarının ağrı tedavisinde çok önemli yer tutmaktadır.
Hastanın çok iyi değerlendirilmesi, ağrının olası nedenlerini saptamada ve ağrıyı azaltmak için yapılacak tedavi planının hazırlanmasında yol gösterici olacaktır. Hastalığın etkili bir şekilde tedavisi olanağı kalmamış olsa da ağrısının tedavi edilmesi çok önemlidir. Kanserli hastaların ağrılarının değerlendirilmesi çoğu zaman güçtür. Ağrının nedeni sıklıkla metastatik neoplazm(diğer organlara yayılma) kaynaklıdır ancak bunun dışında başka nedenlerde bulunur.
KANSER AĞRISININ SEMPTOMATIK TEDAVİSI
TEMEL PRENSIPLER:
Kanser hastalarının tam tedavisi ile, ilgili ağrıda ortadan kalkacaktır, ancak antikanser tedavisi sırasında da, hasta şiddetli ağrı çektiğinde ya da antikanser tedavisinde başarılı olunamaz ve ağrıda sürer ise hastanın ağrısının tedavisi için diğer yöntemlere başvurulması gerekir.
Ağrıların birbirini maskelemesi nedeni ile, kanser hastalarında üç-dört ay süre ile devamlı, birbirinden farklı etyolojilere bağlı ağrıların tedavileri sürüp gidecektir. Bu durumu hatırda tutmak gereklidir.
Ağrı tedavisinde temel kuralların başında “Ağrısı olduğunu söyleyen hastaya inanmak” gelmektedir. Diğerleri ise sırası ile :
*Dikkatli ve ayrıntılı anamnez,
* Nörolojik ve fizik muayene
* Gerekli tetkiklerin yapılması,
* Hastalığın evresinin saptanması,
* Psikososyal durumun değerlendirilmesi,
* Önceki ağrı tedavisinin gözden geçirilmesi,
* Hastanın ağrı tedavi sonuçlarını değerlendirebilmek için ağrı ölçüm skalası kullanılması,
* Ağrı tedavi sonuçlarının ölçülmesidir.
Dünya Sağlık Teşkilatının verilerine göre kanser ağrısını gidermede ana yollardan biri analjezik ilaç tedavisi’dir. Doğru kullanıldığında, yada diğer bir deyişle:
1.İlacı saatinde vermek
2.Üç basamaklı analjezik merdiven sistemi, esaslarına uyulduğunda, hastanın % 90 ında ağrı kontrol altına alınabilmektedir
Ağrının tedavisinde temel prensiplere şu kriterleri de ekleyebiliriz:
1. İaçların uygulama yöntemlerinin seçilmesinde izlenecek sıra
2. Analjezik dozu hastaya göre ayarlanmalıdır,
3. Uykusuzluk etkin olarak tedavi edilmelidir,
4. Yan etkiler gecikmeden düzeltilmelidir,
5. Gerektiğinde hastalara adjuvant ilaç verilmelidir,
6. Hasta sürekli ve dikkatli olarak izlenmeli, hastanın doktoru ile diyalogu sürdürmesine olanak tanınmalıdır.
Bütün bunlar şunu göstermektedir: Kanser hastasının ağrısı mutlaka tedavi edilmeli ve bu tedavi multidisipliner bir yaklaşımla olmalıdır. Kanserli hasta beklenilen yaşam süresi boyunca kaliteli ağrısız bir süreç geçirmeli, psikolkojik destek verilmelidir. İlaç tedavisi bir çok hekim tarafından yanlış uygulanmakta en güçlü ilaçlar en erken başlanılmaktadır. Geçici olarak tedaviden fayda gören hasta ilerleyen günlerinde ilaç bağımlısı haline bile gelebilmektedir. Hatta bazı hastalar ilaç bağımlılığı korkusundan ağrı tedavisini bile kabul etmemektedirler. Sistematik ve bilinçli bir ağrı tedavisinde böyle bir ihtimal yoktur. Üç basamaklı ilaç tedavisi: hastanın ağrısına yanıt alınan en az dozda ve en zayıf ilaçla başlayıp yaşam süresi boyunca bu ilaç kombinasyonlarında değişiklik yaparak ağrısız ve kaliteli bir hayat sürmesini amaçlanmaktadır. Ağrısı dayanılmaz olanlar hastaneye yatırılıp tedavi edilmeli gereğinde ağrı pompası kullanılmalı ve invaziv işlemlerde uygulanmalıdır.
Kimsenin ağrı çekmemesi dileğiyle
Uz. Dr. İrfan Yücel
Anestezi ve Reanimasyon-Ağrı uzmanı