Edirne mutlaka görülmeli

Basında Edirne

Edirne mutlaka görülmeli diye başladım yazıya, nedensiz değil!

Böylesine tarih, kültür ve inanç gibi kapsamlı bir zenginliğe sahip Edirne’yi her Türk vatandaşının mutlaka görmesi gerekir…

Bunu ısrarla söylüyorum, gidenler bana hak vereceklerdir…

Trakya 2170 yıl önce Romalıların egemenliği altındaydı. MS 123 – 124 yıllarında bugünkü Edirne’nin bulunduğu Orestia kasabasını çok beğenen İnparator Hadrianus buraya Hadrian’ın şehri anlamına gelen Hadrianopolis adını verir, kent ilk çağ boyu bu adla anılır.

Hadrianus adının Edirne oluşuna kadar kent neler görür, kimler gelir kimler geçer…

IV. yüzyıldan itibaren pek çok savaşa tanık olan kent ayrıca çok sayıda işgal de yaşamıştır.

395 yılında ikiye ayrılan Roma İmparatorluğunda Doğu Roma’nın (Bizans) payına Balkanlar ve Hadrianopolis (Edirne)’de düşer.

Bu aşamadan sonra kent adeta elden ele dolaşır:

Atilla Komutasındaki Hunlar,

6. Yüzyılda Avarlar,

7. Yüzyılda Bulgarlar

1077 yılına kadar devam eden işgaller ve kuşatmalara rağmen kent genelde Bizans’ın elinde kalır.

Ta ki 1361’de Osmanlı Türklerinin eline geçene kadar…

1341’de kendini İmparator ilan eden Kantukuzenos bölgedeki isyanlarla başedemeyince Türklerden yardım ister ancak önceleri sonuç alamaz daha sonra Kantukuzeuos, damadı olan Orhan Gazi’den de yardım ister.

Önce gelibolu Kalesi sonra Dimetoka ve 1361’de Hadrionopolis Bizanslılıarın yenilgisiyle Türklerin eline geçmiş olur.

Kesin olmamakla birlikte Padişah I. Murat’ın bu kente Edirne adını verdiği biliniyor ve 18. yüzyıldan itibaren Edirne adı kullanılıyor.

EDİRNE’NİN YAŞADIĞI İŞGALLER:

Türkler 1361’de Edirneyi alırlar fakat kentin işgal olma kaderi pek değişmez. 1829’da Ruslar, 1878’de yine Ruslar tarafından işgale uğrar (Bu savaş halk arasında 93 Harbi diye anılır).

Üçüncü işgal 1913’de Bulgarlar tarafından yapılır, son işgali ise Yunanlılar 1920’de yapar…

Sonrası malum !

Böylesine zengin bir tarihi olan Edirne’de ilginç ve mutlaka görülmesi gereken yerler neler acaba:

SELİMİYE CAMİİ:

Mimar Sinan’ın 85 yaşında iken bitirebildiği son mucizevi eseri… Camiyi yaptıran Kanuni’nin oğlu İkinci Selim… Cami dıştan 2475 m2, iç bölüm ise 1475 m2, Kubbe yüksekliği 43.28 m kubbe çapı 31.22 m ve kubbe ağırlığı 2000 ton olup 8 fil ayağı sutun üzerine oturtulmuştur.

Müezzinler mahfelinin alt kısmında köşe mermer ayağında bir küçük ters lale motifi var ki bugün bile sırrını korumakta…

Bir dizi yakıştırma öyküler var ancak hiçbiri kanıtlanmamış…

Normal şartlarda Mimar Sinan’ın bu muhteşem başyapıtında böyle bir hataya izin vermesi olanaksız…

O halde bu yere doğru bakan lale motifinin anlamı yada gizemi ne olabilir?

Selimiye Caminin her bir yanı her köşesi deha Mimar Sinan’ın izlerini taşıyor…

Öte yandan Halk arasında yaygın olarak şunlara da inanılıyor:

Cami Kubbesi tekdir çünkü Allah birdir.

Cami pencereleri beş kademelidir çünkü islamın şartı 5’tir.

Vaaz Kürsülerinin 4 adet oluşu İslamda 4 mezhebin olduğunu simgeler,

Selimiye Külliyesindeki 32 kapı, İslamın 32 farzıdır,

İki minarede toplam 6 yol oluşu imamın 6 şartını simgeler,

Bu inanışların bilimsel bir kanıtı olmamasına rağmen ilginç raslantılar dizisi olarak da görülemeyeceği açık…

Mimar Sinan’ın kimliği konusu da tartışmalıdır, ancak bilinen tarihi gerçek şu: Mimar Sinan Kayseri Malikgazi – Ağırnas’tan Yavuz Sultan Selim döneminde devşirilen Rum kökenli bir hristiyan olup zaman içinde Devlet Sistemi içinde önemli görevler üstlenmiştir.

Mimar ağa sıfatı Sinan’ın Devlet içinde yaptığı görev nedeniyle verilmiş 98 yaşında adeta bir bilge kişiliğiyle vefat etmiştir.

Mühendis Mimar Sinan yanında bir de “Mimar Sinan” vardır. Marangozluktan gelmeydi ve bununla övünürdü.

Mimarbaşı olduktan sonra İstanbul’dan pek uzaklaşmamış; yalnızca selimiye’ye gelmiştir ve cami bitene kadar Edirne’de kalmıştır. (1568 / 1575 – 7 yıl)

Selimiye’ye anlatarak bitirmek olanaksız; mutlaka zaman ayırıp incelemek gerek…

Peki Edirne’de başka neler var?

Neler yok ki, bakınız sadece başlıkları sunuyorum:

· Türk İslam Eserleri Müzesi

· Zehrimar Müzesi

· Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

· Sağlık Müzesi (beyazıt Külliyesi) Darüşşifa

· Sokullu Hamamı

· Deveci Han

· Ahmet Rıdvanı Türbesi

· Makedonya Kulesi (Saat Kulesi)

· Kapalı Çarşı

· Buçuktepe

· Yeniçeri Hamamı

· Kırkpınar Alanı

· Balkan Savaşı Şehitliği

· Adalet Kasrı

· Gazimihal Tarih Köşkü

· Darül Hadis Cami

· Şehzade Köprüsü

· Eski Gar Binası (Şimdi Rektörlük)

· Lozan Anıtı

Ve daha neler neler !

Selimiyeden başlayıp devam edecek mükemmel bir tarih, sanat ve kültür gezisi…

Tek ziyaret yetmeyebilir de!

Öneriyorum…

KEMAL ABDULLAHOĞLU
EKO- ANALİZ