Binlerce yıl önce kuruluşu nasıl tesadüf değilse, günümüze gelene kadar önemini yitirmemesi de asla tesadüf değildir Edirne’nin. Edirne sizler varsınız diye ticaret ve cazibe merkez olmamıştır. Dünya tarihine damgasını vuran insanların yaşadığı ve yaşlandığı bir yer olarak, hala bir cazibe merkezi olma özelliğini yitirmeden dimdik ayakta duran Edirne, bu günlere, bereketli topraklar üzerinde kurulduğu içinde gelmemiştir!
Coğrafi konumu, dünya için siyasi ve sosyolojik konumu, askeri acıdan stratejik durumu, ticaret ve ziraat için binlerce yıldır hiç değişmeyen doğal alt yapısı, tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri, dinler arası hoşgörü ve diyalogların odak noktasında bulunması, kısaca; suların, yolların, dinlerin, dillerin kesişip kaynaştığı yer olan Edirne, bütün bu ve bunlar gibi özellikleri için çok önemlidir.
Bütün bunlardan bana ne diyen değerli Edirne esnafları; Dünya Yahudilerin orta çağ Engizisyonlarından ve Hıristiyanların acımasız baskılarından kaçıp sığındıkları Avrupa ile Asya kıtasının ortasındaki 3 önemli noktadan(Selanik, İzmir ve Edirne) biri olan Edirne’yi; bu gün, ticari anlamda sizler bir araya gelmeden, büyük ve kalabalık ortaklıklar kurmadan, boş sözlerle asla savunamazsınız.
Sizler hala bu gün, mezarlarının üzerlerinde plazalar yapılan Edirne Yahudilerinin uydurduğu yalan yanlış ve Türkleri birbirinden uzaklaştıra, Türkleri ticari hayattan yok etmeye yönelik, acımasız, mantıksız ve çağ dışı nasihatleriyle, ticari hayatlarınızı sürdürmeye çalışıyorsunuz!
Diyorsunuz ki “ortak malı köpekler yemez, babana bile güvenme, yalnız kutrun ensesi kalın olurmuş.” Gibi sizleri yanlışlığa iten kötü nasihatlerin peşinden koşuyorsunuz. Oysa özünüze dönüp “bir elin nesi var iki elin sesi var, birlikten güç doğar” diyerek yola cıksanız ve parça parça iken sizleri ezip geçen, global güçlere karşı birlik içerisinde olsanız…
Ama nerde! Sizler hala yaşadığınız rekabetin haklımı yoksa haksız mı olduğunu tartışarak bir yerlere varacağınızı sanıyorsunuz! Yanılıyorsunuz. İnanın bana hem de çok yanılıyorsunuz. Güçlerinizi birleştirip paylaşmayı öğrenemezseniz, teker teker yok olmaya mahkûm olursunuz.
Sözün özü örnek aldığınız ticaret erbabı eski Edirne Yahudilerinin dediğini değil, yaptığını yaparak ŞİRKETLER ve hatta HOLDİNGLER kurmalısınız. ULUS PAZARI NE Kİ? Asıl savaşınız, vatandaşların her türlü ihtiyaçlarını karşıladığı ALIŞVERİŞ ve EYLENCE MERKEZLERİNE karşı olacak!!
İnadı bırakıp Edirne halkını küçük görmeden, kaliteli malı iyi ve güler yüzlü hizmetle daha ucuza satarak, ama illaki birlik ve beraberlik içerisinde birbirinize güvenerek çalışabileceğinizi herkese göstermelisiniz. Göstermelisiniz ki Edirne haklıda sizin yanınızda olsun, alışverişlerinde sizleri arasın.
Unutmayın ki ticaret hayatında eski müşteriyi kaybetmek, yeni müşteriyi kırmızı dipli mumla aramakla eş değerdir. Şimdi içinde bulunduğunuz halin tarifi bu sözde saklıdır. Herkese ve her keseye hitap eden sistemler geliştirmek zorundasınız. Her şey gönlünüzce olsun, hayırlı işler…