Her başlangıçta bir “take off = kalkış” noktası vardır. Eyleme geçmek kişinin başarıda rol oynayan sebepleri sosyal olayları içine bırakmasıdır. İlk etki, ilk sebep belirli süreçler sonunda sonuca ulaşacaktır. Bu dünyada başarı bilenlerin değil yapabilenlerindir. Yapabilmek için yapmaya kalkışmak gerekir.
Doğru bir başlangıç bizi neredeyse sonucun yarısına götürür. Bundan dolayı ilk adımı atarken doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiyle atmak gerekir. Fırsat kapıları en uygun hareket zamanıdır. Ancak şans doğru zamanda, doğru acıda hazırlıklı olarak duranlara güler. Fırsatları yakalamak için her zaman neyin ne işe yarayabileceğini, Kimin hangi ihtiyacını
Giderebileceğini gözlemlememiz gerekmektedir.
Hayatın gerçek amacı bilgi değil eylemdir. Bilgi potansiyel bir güçtür ancak eyleme geçerek gerçek kullanılabilinir güce dönüşür.
Uçaklar pistte uçmak için hareketlenmeye başlayınca ilk önce süratle pist üzerinde süzülür. Bir noktadan sonra uçağın tekerlekleri yerden kesilir. İşte bu noktaya take off ( kalkış noktası) denir. Başarıda da bir eyleme geçme yani “ başlama noktası” vardır. En iyi başlangıç nasıl yapılabilir? Başlamanın bir yolu bir fırsatın karşımıza çıkmasını beklemektir. Ülkemizde bazı kızlar “beyaz atlı prens”lerini erkekler ise “ellerinden tutacak biri”lerini bekledikleri için harekete geçmeden durmaktadır. İkinci yol ise fırsatın çıkmasını beklemeden en doğru yerden. Yarından itibaren başlamaktır. Kontrolü bizim elimizde olduğu için ikinci yol daha elverişlidir.
Doğru bir başlangıç bitirmenin yarısıdır derim. Bunun nedeni başarının sosyal bir “olgu” olmasıdır. Bildiğiniz gibi sosyal olgular; harekete geçirilen bazı nedenlerin (ilk etki) belirli bir süreç sonunda belirli sonuçları meydana getirmesini öngörür. Her sebep bir etki yaratır, o etki de hayatınıza bir yön verir. O halde harekete geçmek, bir şeyler yapmak hayatımıza bazı tohumları ekmek demektir. Bu tohumlar bir süre sonra fidana dönüşür. Harekete geçmek durdun su gibi olan hayatınıza bir taş atmak gibidir, hemen birbirini güçlendiren halkalar oluşmaya başlar.
Çok düşündüğü için eyleme geçemeyen kişilerin tersi, hiç düşünmeden harekete geçtiği için sonradan “kara, kara düşünmek” zorunda kalan insanlardır. Peki; nereden başlamalı, nasıl başlamalı. Benim bildiğim en iyi harekete geçme yolu en yakın hayat amacına ulaşmak için ilk adımı atmaktır. Aslında ilk adım amaç belirleme ve planlama işleridir. Ancak sosyal boyutu olmadığı için bunları saymıyoruz. Hemen başlamak için en iyi zamanı düşünün. En iyi zaman şimdi, en geç yarındır. En iyi yer şu anda bulunduğunuz yerdir. Kalkın bir şeyler yapın. En iyi şekil ilk amaca bir adım yaklaştıran bir faaliyet yapmaktır. Unutmayın harekete geçmekteki amacınız strateji ve planlarınızı uygulamaktır.
En uzun yol bir adımla başlar, En ulu çınar küçücük bir tohumda gizlidir. Şimdiye kadar yazdıklarımı derinlemesine okuduysanız ve içindeki yazılarla düşündüklerimi sizlere aktarabildiysem bir an önce bir şeyler yapma isteği oluşacaktır. Bu duygu heyecanla karışık bir gerginliktir. Bir yanda hayatınızda yeni başlangıçlar yapmanın ve amaçlara yelken açmanın heyecanı, diğer yanda ise bilinmezliklerin yarattığı bir gerginlik. Bir amacı ve planı
Her insanda yaşanan bu duyguya gelişim gerginliği denir. Gelişim gerginliği bir annenin doğum öncesi yaşadığı duygulara benzer. Bu gerginliğin dengelemenin yolu harekete geçmek ve bir şeyler yapmaya başlamaktır. Unutmayın ki sizde gerçek bir özgüven yaratacak olan şey her gün biraz daha amacınıza yaklaştığınızı görmenizdir.
Süreçlerin kontrolü nedir? Başarı bir sosyal olaydır ve nedenleri, süreci ve sonuçları vardır. Harekete geçtikten sonra, sonuç almadan önceki tüm işlemler süreç işlemleridir. Başarılı kişiler süreçleri kontrol edebilen ve onları kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilen insanlardır. Bir örnekle açıklarsak. Bir futbol maçında hareket maça çıkmak, skor ise sonuçtur. Ancak süreç işlemleri yani oyunu oynama şekli maçın sonucunu belirler. Maçla belki kafanızı karıştırdım, diğer bir örnekle anlatayım. Her hukuki davanın sebepleri vardır. Davayı açmaya harekete geçme dersek. Hüküm ise sonuçtur. Orada geçen delil toplamalar, duruşmalar, tespitler, savunmalar ise süreci oluşturur.
Bir işi yaparken o işi daha iyi yapmanın yollarını araştırın. İşi yaparken en çok sahip olmanız gereken özellik çalışkanlıktır. Çalışkanlıktan sonra en çok ihtiyacınız olan şey sistemdir. Sistemleri geliştirin ya da iyileştirin. İşi yaparken faydaya ve prensiplerinize önem verin. Enerjinizi uzun vadede kullanacak şekilde harcayın. O konuda deneyimli kişilerle konuşun. Bilene danışın ancak bildiğinizi işleyin. İşe başlamak kadar o işi bitinceye kadar takip etmek, düzeltmek “çekip çevirmek” de gerekir. Hayatımızda bizi ilgilendiren işlerin akışında ve yöneltilmesinde ne kadar etkin olursak başarı şansımız o kadar yüksek olur.
Bir işletmenin kendine en yakın amaç olarak “Bir yılda içerisinde ciroyu %100 arttırmayı seçtiğini” düşünelim. Strateji olarak da reklam vermeyi seçtiğini kabul edelim. Planlamalardan sonra harekete geçildiğinde ve ilk reklamın verildiğini varsayalım. Artık süreç başlamıştır. Sonuç ya başarı ya da başarısızlık olacaktır. Eğer başarısızlık la sonuçlanmışsa hemen neden olduğunu tespit edip rapor edin ki bu tecrübeden ders çıkarmaya bakın.
Daha fazla kişiyi etkilemek için reklam metinlerinde bazı iyileştirmelerin yapılması. Gelen müşteriye daha fazla sunabilmek için yelpazeyi genişletmek.
Başarının bu aşamasında hakem düdüğünü çalmış, başlama vuruşu yapmıştır. Maç bitinceye kadar iyi oynamak, uygun stratejiler geliştirmek, plana uygun davranmak, gerekirse planda değişiklikler yapmak, çok çalışmak, sonuca götürecek yeni yaklaşımlar denemek gerekir. Başarının bu aşaması iç içe geçmiş bir çok iş sürecinin uygun bir şekilde yönetilmesini gerektirir. En gerilimli yıpratıcı aşama işleri takip, yönlendirme, kontrol ve bitirmeyi amaçlayan bu aşamalardır.
Mümkün olduğunca çok bilgi ve tecrübe biriktiriniz. Tecrübe kişinin kendi bedenine göre dikilmiş elbiseye benzetebiliriz. ( Başkalarının tecrübelerinden size uygun olanları alın)
Doğru değerlendirmeye yapmayı ve karar almayı öğrenin. Diğer seçenekleri ortaya çıkarmaya çalışın.
Karalı olmanın içinde dayanıklılık, sabır, bekleyiş, sebat v.s. nin karışımı vardır.
Amaca ulaşmak için esneklik gösterin. Başarı sürecinde en büyük risk tek seçeneğe mahkum olmaktır.
Çalışmayı yaşam tarzına dönüştürün. Büyük insanlar çalışmak için fazladan caba harcamazlar. Onlar için çalışmak oyun ve eğlencedir. Burada yaptığı işi sevmenin ve sevdiği işi yapmanın önemini görmekteyiz.
Stres ve gerginliklerinizden kurtulmayı öğrenin. Bir şey yapmaya başladığınız zaman hemen engeller, problemler, düşmanlar, riskler karşınıza çıkmaya başlar. Yorulursunuz, hayata küsersiniz, kendinizi aciz hissedersiniz, stres, üzüntü, gerginlik yaşarsınız. Beklide kısmen biraz depresyona girersiniz. Sizlere önerim bu tür duygu durumlarına karşı önceden “ çıkış yolları” bulmanızdır. Bunalıma girince, bunalımlı bir beyni kullanarak bunalımlardan kolay, kolay kurtulamazsınız. O halde yapmanız gereken önceden çıkış türlerini yerini tespit etmektir. Şimdi sizi neşelendiren, mutsuzluktan mutluluğa geçilen, gerginliklerinizden kurtulmayı sağlayan yolları belirleyin.
Öğrencilerin bunalımdan kurtulma stratejileri ailelerinin yanına gitmek, müzik dinlemek, bazı kişilerle beraber vakit geçirmek, bir yere gitmek, gibi faaliyetlerden bazıları bazı kişilerin duygusal durumunu pozitif yönde hemen değiştirecektir. Benim stres ve gerginlikten kurtulma yöntemim kitap okumaktır. Bilgilendirici kitaplar, kitap okurken beynime giren her yeni bilgi beni biraz daha güçlendirmekte, rahatlatmaktadır. Yarım saatlik okumanın gideremeyeceği hiçbir üzüntüm olmamıştır. Öğrendikçe güçleniyorum, güçlendikçe öğrenme isteğim artıyor.
Ayrıca bilgi dünyasına dalmak bana gerçek dünyanın ve beni üzen şeylerin ne kadar da basit, sıradan ve önemsiz şeyler olduğunu gösteriyor.
Psikolojik enerjinizi başkalarını engellemeye değil, kendinizi geliştirmeye harcayın. Tepkisi bol insan değil, etki oluşturabilen insan olmaya çalışınız. Hayatınızda her an en önemli önceliklerinizin ne olduğunu bilerek yaşayın. Ancak böyle olunca anlamsız ayrıntılar arasında boğulmaz, hedeflerinizden sapmazsınız.
İçinde bulunduğunuz duygusal durumu kontrol etmeyi öğrenin. Beynimizde neyi nasıl söylediğimize ve neyi nasıl görüntülediğimize bağlıdır. “Yapamam – hayal kırıklığı yaşarım” gibi iç konuşmalar yıkıcıdır. Olumsuz duygusal durumlar yaratır. Kendinizi başarmış gibi hayal etmek veya iç konuşması yapmak pozitif enerji ve mutluluk yaratır.
Fizyolojik durumumuz bedenimizde ilintili hemen her şeyle ilgilidir. Güneşli bir günde insanlar çöküntü duygusu pek yaşayamazlar. Neler yediğimiz, neler içtiğimiz, uyku saatimizden, ana beden duruşumuza kadar birçok şeyin toplamı fizyolojik durumdur. Sağlık, fiziksel sağlık ve ruh sağlığını ifade eder ve her şeyin yolunda olduğunu gösterir. Durum değiştiren davranışların fiziksel ve psikolojik boyutu vardır.
İnsanların yapabileceklerinin sınırını eğitim ve yeteneklerinin, yaptıklarının ise motivasyon düzeyinin belirlediğini biliyoruz. Motivasyon ulaştırmanın en etkili yolu çıtayı yüksek tutmaktır. Büyük amaçlar büyük motivasyonlar üretir, önemli bir nokta da onu sürdürmektir. Bunun yolu da büyük amaçları küçük adımlara bölmek ve her gün bir adımını gerçekleştirmektir. Başardığınız her adım, yaptığınız her ilerleme bir sonraki ilerleme için gerekli olan güven ve isteği oluşturacaktır. Biz yapabileceklerimizin en iyisini yapar, doruk performans düzeyimize ulaşırsak zaten başarabileceğimizin noktaya kendiliğinden ulaşırız. Başarının gerektiğini tam olarak yerine getirirseniz başarı kendiliğinden gelecektir. Siz kalkın ve yürüyün, gölgeniz arkanızdan gelecektir.
Sorun çözme becerinizi geliştir. Sorun çözme ve çözüm üretme bir sanattır ve öğrenilebilinir. İnsanların sadece % 10’unun verilen işi yapmadığı için işten atıldığını kalan % 90 ‘ın ise başarılı insan ilişkileri kuramadıkları için çıkardıkları problemlerden dolayı işlerine son verildiğini yapılan araştırmalardan görmekteyiz.
Bir kişinin sahip olduğu beceri düzeyi ve ahlak düzeyi farklıdır. Tavsiyem stratejiyi inceleyin, ancak ahlakınız izin vermiyorsa yapmayın. Dürüstlüğe uygun olmayan bir stratejiyi bilmemeniz değil yapmamanız gerekir. Başarı için kendi stratejilerimizi geliştirmek kadar rakiplerimizin stratejilerini bilmemiz de önemlidir.