Kelepçe imal eden ya da satan biri , kelepçelerin kimlere takıldığını hiç düşünmüş müdür acaba ?
Onun için önemli olan çok üretmek ve de çok satmaktır.Ne kadar çok üretir,ne kadar çok satarsa işler o kadar güzel ve de iyi gidiyor demektir.
Bunca yaşa,tecrübeye ve kelepçeli çok insan görmeme rağmen,açıkçası ben de insani açıdan çok derin,duyarlı ve uzun düşünmemiştim kelepçeli gördüğüm kişiler hakkında.
Nedeni belli.Çünkü kelepçe deyince çocukluğumuzdan beri ya onu kullanan polis ya da hepimizin bildiği hırsız,katil ve asker kaçağından başka bir suçlu gelmezdi aklıma.Korkardım o insanlarla gözgöze gelmekten ve onlara doğru bakmaktan .
Kelepçelenmiş birini görünce deli,dolu etrafa saldırıp cana ve mala zarar verecek ya da kaçacak diye zaptetmek maksadı ile kelepçe taktıklarını düşünür geçer giderdim fazla derin düşüncelere dalmadan.
Oysa ne insanlar varmış o kelepçeler arasında hiç kimseye saldırması ve zarar vermesi mümkün olmayan.
Ne insanlar varmış ömründe kavga dahi etmemiş.Kendisine vuranların canı acır diye onlara elini dahi kaldırmamış ne suskun insanlar varmış da o kelepçeler içerisinde,insan olarak anlama zahmetine bile girmemişim ben.
Saldırgan olduğu ya da kaçacağı için kelepçelendiğini düşündüğüm tüm bu suskun insanlardan, bu güne kadar ki hatalı yaklaşımım nedeni ile özür diliyorum.
Boşa yaşamışım,körmüşüm,anlamamışım bazı kelepçeli insanların neden suskun kaldığını .
Çok geç de olsa anladım o insani noktayı ve kelepçelenmiş bazı insanların neden suskun olduğunu.
Kendisini ve yaşadığı gerçeği anlatamayıp, ya da anlatsa da bir türlü anlaşılamayıp küsmenin ve kahredip suskun bırakılmanın ne demek olduğunu yeni anladım.
Bu ülke,bu insanlar ve ortak değerlerimiz konusunda hiçbir çıkar gözetmeksizin dürüst ve açık bir şekilde çalışırken yanlış ve eksik bilgi,kuşku,endişe ve yakıştırmalar yüzünden işgüzar ve hatta illegal duruma düşürülmenin,yenilmenin, çaresiz bırakılmanın suskunluğunu gözlerimle gördüm ve de aynı suskunluğu bunca geçmişime hayıflanarak ben de paylaştım .
Bedenin kelepçelendiği noktada,nemlenen gözlerle bakışırken tertemiz cesur bir yüreğin için için nasıl kanadığını ve insanlık adına dolu bir beynin karanlığa ve umutsuzluğa nasıl sürüklendiğini gördü bu gözlerim,yaşadı bu yüreğim .
Sonuç mu ? Ne sonucu.İnsanların birbirini anlamak istemediği ve de güven duygularının yitirildiği bir ortamda sonuç ;
SUSKUN BİR KELEPÇE ve de SUSKUN BIRAKILAN BİR İNSAN.
Başa gelenler acıklı ve düşündürücü de olsa,Bu Vatan ve Bu Devlet hepimizin ve de bizim.Bu uğurda bedenimizin tutsak ve gerektiğinde canımızın feda edilmesinden de hiçbir şekilde kaçınmayız ve de gerçek anlamda asla küsmeyiz.
Ancak , bu ülkenin ortak değerleri ve geleceği adına yasal çizgide fikir ve düşünce ağırlıklı gayret gösterirken yanlış yere konulmak,yüreklere korku salınmak ve beyinlere baskı kurulmak, işte o dayanılmaz bir acı ve ölümcül bir tutsaklıktır kanımca.
Bedenleri tutsak alın ama ne olur,insanlık adına kendince bir şeyler yapmaya çalışan beyinleri,hele genç beyinleri doğru anlamak için tüm gücünüzle çalışın.
Düşünmekten ,iyi niyetli çalışmaktan ve kalemine sarılıp yazı yazmaktan başka suçu olmayan birini,bir diğerini,hatta öteki diye saldırdıklarınızı bile anlamak için gayret gösterin.
Bir güzel dinleyin önce, anlamaya çalışın karşınızdakini. Eğer güçlüsünüz diye son darbeyi siz vurmak istiyorsanız, ne olur bir an sabredin ve bakın karşınızdaki güçsüz kişinin gözlerinin içerisine,insanlığı ve insan sevgisini orada görebilmek ve tadabilmek için.