Asırlardır sonuca bağlanamamış bir konu bizlere….
Kimileri maddede aramış, kimileri maneviyatta, kimileri hayatın içinde.
Dikkatimi çeken; insanların hep güzel olanı arayışı. Hikayelerin baş kahramanı hep ya çok güzel bir kadındır veya çok güzel bir erkek ya da başka bir şey ama güzel olan. Filmlerde de böyle hep güzellik baskın olmuştur. İnsanların var oluşundan bu güne güzelliğin açamadığı bir kapı olmamıştır. Ne hükümdarları ne liderleri dize getirmiştir. En katı yürekler de bile saltanat kurabilmiştir.
Ya günümüzde güzellik denilince akla gelen ne acaba…
Bizler nelerde arıyoruz bu göreceli kavramı?
Belki de ihtiyaç duyduğumuz şeylere göre değişiyor, belki beklentilerimize göre…
Şevkate ihtiyacım varken bir çift sevgi sözü dünyanın en büyük güzelliği olurken, yalnız kaldığımda ansızın gelen bir dost. Ya hayal etmek dünyanın en büyük güzelliği. Hele bir de hayal ettiklerin gerçeğe yaklaşmaya başladıkça.
Gülmek güzel, ağlamak güzel, ilk baharı beklemek, son baharı hissetmek güzel.
Mavi, pembe, beyaz güzel. Yaşamak güzel hem de yaşamın tüm kalleşliğine rağmen.
A. K., 14.04.2001