İkinci Ergenekon Davası

Hepimiz biliyoruz ki, Anayasa’mıza göre;
“Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir.
Demokratik, Laik ve Sosyal bir hukuk Devletidir.
Ülkesi ve Milleti ile de bölünmez bir bütündür.”

Anayasa’nın değişmesi mümkün olmayan bu temel ilkesinden hareketle,demokrasi aleyhine faaliyetlerde bulundukları şüphesi ile bir kısım insan hakkında, terör örgütü üyesi olmak gibi ağır bir iddia ile ERGENEKON Davası açılmıştır.

İnsan hak ve özgürlükleri açısından mağduriyet yaratan tarafları olsa da, toplumu huzursuz edecek ölçüde tartışmalara sebebiyet verse de, milli dayanışma ve adalet anlayışı açısından güven duygularını zedeleyen yönleri bulunsa da, demokrasi’ye olan sadakat ve inancımızdan kaynaklanan sabırla, bu davanın sonuçlanmasını merak içerisinde bekliyoruz.

Demokrasi’yi koruma adına açıldığı iddia edilen ve ne yazık ki Ergenekon olarak adlandırılan böyle bir davayı; amacına sadık kalması,siyasete alet edilmemesi,hukukun tarafsızlığı ve üstünlüğü ile adil yargılama ilkelerine uyulması halinde hiç tereddüt etmeksizin elbette destekliyoruz da.

Ancak soruyorum,bu Ülkede ;
Demokrasiye yönelik bir tehdit var da ,Cumhuriyet’in laik ve sosyal yapısı ile üniter yapımızı hedef alan başka tehditler yok mu?

Elbette var .Her şey gözler önünde değil mi ?
Demokrasi düşmanlarını cezalandırmak için ERGENEKON davası açarak gösterilen Devlet duyarlılığının,ülkenin rejimi ve bütünlüğü konusunda da aynı şekilde gösterilmesi gerekmez mi ?
Demokrasiyi korumak önemli de,bu ülkenin bütünlüğüne ve cumhuriyet’in niteliklerine sahip çıkmak önemsiz mi ?

Doğru olduğunu düşündüğüm bu endişelerim ve kafamdaki sorular nedeni ile açıkça demek istiyorum ki;

-Cumhuriyet karşıtı örgütlenme ve çalışmaları ortaya çıkarmak üzere; Ergenekon davasında gösterilen aynı yaklaşım ve yöntemlerle İKİNCİ BİR ERGENEKON davası daha açılmalıdır.Bu doğrultuda ele alınacak ve derinleştirilecek bir soruşturma sonucunda ; inanç sömürüsü ve imtiyazlarla sağlanan para kaynakları,bu kaynaklar üzerinden yaratılan ticaret ve siyaset imkanları,kurumlar içerisindeki yatay ve dikey örgütlenmeleri ve basın üzerindeki etkinlikleri ile büyük bir ÇETE’nin (Diğer bir ifade ile TERÖR ÖRGÜTÜ’nün) ortaya çıkarılması ihtimal dahilindedir.İnanıyorum ki sözde demokratlık gerisine sığınmasını bilen bu çetenin, çıkarları adına kimlerle ve nasıl ortaklıklar yaptıkları da bu soruşturma sonucu açıkça ortaya dökülecektir.

– Üniter Yapı’mızdan rahatsız oldukları için ortalığı yakıp yıkan bölücülerin arkasındaki gerçek güç odaklarını, onlara fikir ve düşünceleri ile destek veren sahte demokrasi savunucularını, basında propaganda yapan uzantılarını ve para kaynaklarını ortaya çıkarmak ve böylece BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) adına oynanan büyük oyunu da gözler önüne serebilmek maksadı ile; bireysel terör davalarının en azından bir kısmı birleştirerek Ergenekon benzeri tek BİR DAVA haline getirilmelidir.Bu şekilde hukuki anlamda da teröre karşı daha büyük ses getirecek sonuçlara ulaşılmalı ve topyekün mücadeleye de katkı sağlanmalıdır.

Son söz olarak ve kısaca;
ERGENOKON Davası sayesinde ,” Türkiye’nin bağırsaklarını temizleyeceğini ” seviyesiz bir şekilde izah eden ve kendini siyasetçi sananlara aynen onların seviyesine göre sesleniyorum ve diyorum ki;
“ Bu ülkenin geleceği konusunda gerçekten samimi iseniz , bağırsaklarımızı ve midemizi de gerçekten temizlemek istiyorsanız, cumhuriyetle hesaplaşacağını ilan edenler ve cumhuriyetin niteliklerinden rahatsız olanlar hakkında da ayrı bir ERGENEKON davası açılmasına razı olmanız gerekmektedir.Bağırsaklarımızı temizlemek ancak bu şekilde mümkün olacaktır.”

Ben demokratım diye haykıranlar unutmasın ki ;
HUKUK DEVLETİ ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ anlayışını, Demokrasi adına olduğu kadar Cumhuriyet adına da hakim kılabilmek, demokrat olabilmenin ilk şartıdır.
Saygılarımla.