Kazanmak için her şeyin mubah olduğu bir ortamda çocuklarımıza anlatacak çok şeyimiz kalmadığını görerek yaşamak içime sinmiyor! Toplumun hemen her kesiminde insanlar hayatlarını bir yalan, bir ihtiras, bir burukluk uğruna intikam almak için, bir çuval inciri mahvetmek etmek pahasına, inatla yanlışı bile bile destekleyerek sürdürüyorlar!
Çirkeften maddi çıkar sağlayanların, refah seviyelerinin bozulmamaları için kurdukları birliktelikler, zavallı ve muhtaç beyinli insanları kullanmaları pek doğal bir hadise gibi karşılanıyor! Ahlaksızlar daha çabuk organize oldukları için; seçici davranan dürüstler farkında olmadan “armudun sapı, üzümün çöpü” derken, çirkefin, menfaatçi birlikteliklerinin ekmeğine yağ sürüyorlar. Olanlar olup “atı alan Üsküdar’ı geçince de” üçkâğıtçı menfaatçilere yalakalık yapan zavallı beyinsizlerle, ONURUNU kaybettiğini sanan, SEÇİCİ, zavallı doğrular, cemiyet işlerini bir kuru inat yüzünden, yanlış ellere bırakmış olduklarını maalesef gec anlıyorlar…
Üçkâğıtçılığın adını, fırsatçılık değil, uyanıklık değil, sadece imkânları kendi lehine kullanmak olarak algılayan ve yaşadığımız toplumu bir ASALAK gibi sömüren kan emicileri, haklı gören zavallı insanlar, ortak oldukları pisliklerin bir gün kendilerini de kokutacağını şimdilik bilmeden yaşamaya çalışıyorlar! Bu zavallıların; Birilerinin üç beş kuruş parayı, hakkı olmadığı halde kazanmaları için verdiği mücadeleyi destekleyen, masum bahanelerin, toplumun çürümesinin yegane sebebi olduğunu, anlamaları asla beklenemez… Beklenmemeli de!
Her geçen gün azalan ve mücadele gücü yok olmaya başlayan, dürüst insanların anlaması gereken, en önemli şey, toplumsal ve evrensel insanı değerlerin, geri getirilmesi için verilecek mücadelede de “fırsat eşitliği asla olmayacak”. Bu savaşın silahları eşitlenmediği sürece, eğitimden, yaşam kültüründen yoksun insanların, zaaflarını yönlendiren ahlaksızların karşısında, Doğruların başarı şansı neredeyse hiç yok gibidir! Tek çare dürüst insanların sesinin, dürüst olmayanlar kadar yükseltilmesi ve oyunu onların kurallarına göre oynamasıdır.
Dürüst insanlar bir araya gelip, kişisel dargınlıkları, kırgınlıkları ve kuru inatlaşmaları bir kenara bırakarak; Ortak payda, alın terini koruyarak ve yaşadığı yere sahip çıkarak, insanı değerleri ortaya çıkartacak ahlaklı birliktelikleri oluşturmalıdırlar.
Maddi menfaatleri paylaşmak için yarışıp, her şeyi mubah sayıp, kişisel çıkarlarda domuz topu gibi olanların karşısında; dürüstlüğü paylaşıp çoğaltacak fedakâr insanlar gereklidir. Bu sadece bizim için değil, çocuklarımızın geleceği içinde önemlidir.
Ahlaksızlar karşısında sessiz kalarak, dürüstlüğünüzü muhafaza edip gelecek nesillere asla ulaştıramazsınız. Dürüst olmak günümüzde maalesef yetmiyor. Dürüstler, cesur ve kararlı olmak zorundadır. Aksi halde;
Erebildiği yere kadar çalan, eremediği noktadan sonrakilere hırsız muamelesi yapanların; DÜRÜST sanıldığı bir yalanla içice yaşamaya kendini hızla adapte eden insanların yaşadığı bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz!!
Sadece bunun için Dürüstler hızlı olmalıdır!!!!