Derin Güçler…

Son günlerde Ülke’nin gerçek gündeminde ne vardı ?
Demokratik Açılımdan cesaret bulan Bölücülerin T.C.Devleti’ni takmayan söylem ve eylemlerine karşı, Vatandaşlarımız’ın ve özellikle Şehit Ailelerimiz ile Gazilerimiz’in duyduğu haklı tepkiler.
Başka ne vardı ?
Ermeni Açılımı nedeni ile, Azarbeycan’la olan dostluğumuzu tehlikeye sokan olumsuzluklar ve bu konuda gösterilen hassasiyetler.

Peki bu durum kime zarar veriyordu ve hangi kesimi yıpratıyordu ?
Ebette iktidar ile ona içeriden ve dışarıdan destek verenleri.

Peki halka bu konu nasıl unutturulur ve zarar nasıl önlenebilirdi ?
Her zaman olduğu gibi gündemi değiştirerek.

Halkın dikkatini çekecek yeni bir gündem ne olabilirdi ?
Elbette, demokrasi adına gürültü koparabilecek ve mağduriyeti oynayarak halkın da desteğini sağlayabilecek bir konu olmalı idi.

Hazırda böyle bir konu var mıydı ?
Olmaz olur mu….
Silahlı Kuvvetler ya da Ergenekon’la ilgili yedekte tutulan ısmarlama bir konuyu sürersin piyasaya iş tamam.

İşte aynı yöntem, basın yolu ile bir defa daha tekrar edildi. Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen “İrtica Eylem Planı” uzun bir aradan sonra bu sefer ISLANMIŞ bir vaziyette yeniden gündeme düşürüldü.

Yanlış anlaşılmasın.
Eğer, Demokrasimiz’e ve Cumhuriyetimiz’e gerçekten zarar verecek bir hareket varsa, tasvip etmek elbette mümkün değildir.
Hukuk’un üstünlüğünü kabul ediyorsak Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi herkesin hesap vermek zorunda olduğuna biz de inanıyoruz.Ancak Cumhurbaşkanı’nın kendisi hakkındaki iddialar karşısında da Hukuk’un üstünlüğü inancı ile hesap verme konusunda bizzat örnek ve öncü olmasını bekliyoruz.

Hukuk’a duyduğumuz bu güveni belirtirken, öte yanda Hukuk’un elindeki konuların, bazı güç odakları çıkarına hem de saptırılarak basın yolu ile bir nevi yargısız infaz yapılmasından da Hukuk adına ciddi bir endişe duyuyoruz.

Özellikle son yıllarda siyasi açıdan yaşanan her tıkanıklıkta, tekrarlanan bu çirkin yaklaşımın bir tesadüf olduğuna inanmakta da artık zorluk çekiyoruz.

Bir suç iddiasının, yargı hakimiyetinden çıkıp özellikle yandaş basın kanalı infaz yapılmasının, en az işlendiği iddia edilen suç kadar Hukuk’a aykırı ve Devlet adına da yüz kızartıcı bir durum olduğunu düşünüyoruz.

Ortaya çıkan bu tür haberler ve onların zamanlaması düşünüldüğünde; Bu faaliyetin, istihbaratçısı, teknik adamları ve basın mensubu ile eğitimli ve deneyimli ÇOK ÖZEL EKİP ya da EKİPLER tarafından bir EYLEM PLANI’na dayalı olarak yapıldığı endişesini de taşıyoruz.

Bu olaylarda, sızılan ve hedef alınan kurumlara, yapılanlara ve sonuçlarına bakacak olursak;bu özel ekiplerin ve onları yöneten DERİN GÜÇ ODAKLARI’nın, iddia edilen DERİN DEVLET yapılanmasından çok daha güçlü oldukları ve meydanı boş buldukları Ülkemiz’de ciddi bir PSİKOLOJİK HARP faaliyetine giriştikleri endişesini taşıyoruz.

Kısacası eğer bu Devlet’i kurda kuşa yem etmek ve birbirimize düşmek istemiyorsak; Derin Devlet’i ortaya çıkaracağız iddiası ile Devleti ve özellikle Silahlı Kuvvetleri hedef tahtasına koyanların ve “İrtica Eylem Planı” konusunda şahin kesilenlerin , geldiğimiz bu noktada artık sözde Derin Devlet’in yanısıra , öncelikli olarak Türk Devleti’ni hedef alan gerçek DERİN GÜÇLER’i ve onların EYLEM PLANLARI’nı da tespit etmeleri gerektiğine inanıyoruz.

Ve işin özü diyoruz ki ;
Bu Ülke’de örtülü ve kirli amaçlar uğruna faaliyet göstermesi kuvvetle muhtemel DERİN GÜÇLER’i ve İŞBİRLİKÇİLERİNİ ortaya çıkarmak, iddia edilen DERİN DEVLET’i ortaya çıkarmak kadar önemli ve öncelikli MİLLİ BİR GÖREVDİR.