Bizim Zenginliklerimizi Yağmalıyorlar

Siyaset

Bergama’da siyanürle altın çıkarma konusu neredeyse unutuldu. Normandy şirketi güzel güzel altın çıkarıyor! Bir başka şirket Fronteer ise Biga yakınlarında faaliyet gösteriyor. İşte bu şirket birkaç gün önce “ihya olduk” açıklamasını yaptı. İhya olmuşlardı, çünkü Ağı Dağı ve Kirazlı’daki madenlerde öngörülenin yaklaşık 4 katı altın ve gümüş olduğu ortaya çıkmıştı. Şirket kazanıyor, peki ya halkımız?

Eurogold (daha sonra Normandy) şirketinin Bergama’da altın madenlerini işletmesine karşı yöre halkının verdiği tepkiyi herkes hatırlayacaktır. Bu tepki, konuya duyarlı bilim insanlarının, aydın ve sanatçıların desteğiyle gerçek bir mücadeleye dönüşmüş, ancak şirket burjuva hükümetlerin yardımıyla üretime geçmeyi becermişti. Yine hatırlanacağı gibi, Bergama’daki mücadele ağırlıklı olarak “çevreci” bir kimlikle gelişmiş ve şirket altın çıkarma faaliyetlerinde siyanür kullanarak çevreye zehir saçmakla suçlanmıştı.
Bu doğruydu… Bununla birlikte, şirket kimi yatırımlar yaparak ve bilim insanları ve hukukçular üzerinde baskı kurarak “temiz teknoloji” raporları almayı başardı. İşin içine bir de Bergamalılar için istihdam olanağı girince, şirket engelleri aştı ve üretime geçti. Konu neredeyse unutulmuş durumda.
Oysa “çevre” konunun yalnızca tek bir boyutuydu ve üstelik başka şeylerin üzerinin örtülmesine neden oldu. Mücadele, yeraltı zenginliklerimizin emperyalist tekeller tarafından yağmalanmasına karşı gelişmeli, doğaya zarar verme ve insanların zehirlenmesi, bunun bir alt başlığı olarak ele alınmalıydı.
Ne yazık ki, Bergama altınları konusunda “emperyalizm” olgusu geriye itilince birileri de çıkıp “adamlar en temiz teknolojiyi getirdi, daha ne istiyorsunuz” deme cesaretini kendilerinde buldular.
Gerçek şu ki, Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin sınırı yok. Yıllardır emperyalist ülkelerin baskısı ve sermaye hükümetlerinin akıl dışı uygulamaları sonucunda bu zenginlikler hakkında doğru dürüst bilgiye bile sahip değiliz.
Bor önemli… Peki ya petrol? Linyit, alüminyum, demir?.. Gümüş, altın gibi kıymetli madenler? Su kaynaklarımız?
Türkiye’nin zenginliklerini yerli ve yabancı sermaye inanılmaz bir barbarlıkla talan ediyor. Toplumun malı olması gereken, kamu yararına işletilmesi gereken maden yataklarından birileri büyük kârlar elde ediyor.
Örnek mi? Bergama’dan aldığı dersle faaliyetlerini sessiz sedasız sürdüren Fronteer şirketi Ağı Dağı, Kirazlı’da önceden tahmin edilenin tam dört katı altın ve gümüş rezervinin bulunduğunu açıkladı. Türkiye’den başka Meksika’da da altın çıkaran Fronteer’in hisselerinin değeri bir anda yükseldi. Özetle: Dibimizi deliyor, toprağa zehir akıtıyor ve zenginliklerimizi çalıyorlar buna da piyasa ekonomisi diyorlar!
Biz ne diyoruz: Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bütün halka aittir, kamu çıkarları dışında kullanılamaz.
Sizce hangisi doğru?