Açılım’dan sorumlu Bakan’ın, yapılan çalışmalar hakkında kamuoyuna verdiği bilgilerden bir bölümü aynen şöyle ;
“ Bölünme sendromundan kurtulalım. Milletimizi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Milletin hamuru kardeşlikle yoğrulmuşur. Üniter yapının sürekli gündeme getirilmesi özgüven eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Hiç kimse resmi dilin Türkçe olduğunu, bayrağımızın ay yıldızlı bayrak olduğunu, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğunu tartışmıyor.”
Bakan Bey;
Vallahi sendroma tutulmuş bir halim olmadığı gibi bu ülkenin sorunları karşısında duyarlı olan herkes,gelişmelere en az sizin kadar sağduyu ile bakmaya çalışıyor.Sizin şüphelerinizin aksine hiç merak etmeyin kendimize olan özgüvenimiz de tam.
Ancak bir endişem varki,sanırım siz;
Ya olanları görmezlikten geliyor,
Ya bizi bir şey anlamaz yerine koyuyor,
Ya da bu şekilde konuşmak zorunda kaldığınızı bize açıklamakta sıkıntı çekiyorsunuz.
Her ne sebep ise bilemem.Ancak şunu bilin ki,Kürt kökenli Vatandaşlarımız da dahil olmak üzere, Bu Ülke İnsanları’nın gerçekten hüsrana uğramasına esas olarak sizlerin bu tutum ve yaklaşımı neden olmaktadır.
Hepimiz günlük yaşantımızdan ve hatta yapılan anketlerden dahi biliyoruz ki,bölücü ve terör örgütüne destek verenler dışında Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunun bireysel hakları ve sorunları dışında, bu açılım konusunda ayrımcı hiçbir özel talepleri yoktur. Sizin gereksiz yere gündeme gelmesine neden olduğunuz ve bu Ülke’nin bölünmesine giden yol haritası ile ilgili talepler tamamen bu bölücü azınlığın ve teröristlerin istekleridir.Sizler ve size destek veren bölücü yandaş aydınların,bu terörist talepleri üzerinden ülkeyi bölünme noktasında gösteren bir tartışma havası yaratması tarihi bir hatadır ve 1 Eylül’de Diyarbakır’da yapılan sözüm ona barış mitingine katılan bölücü kesimin elini de güçlendirmekten başka bir işe yaramamaktadır.
Esas paranoya da,sanırım bu yaklaşımın ta kendisidir.
Bakan Bey,teröristlerin aşağıda sıraladığım bizzat kendi ifadelerini,sizin ve televizyon köşelerinde terörü ve terörist başını aklamaya çalışan aydınların bir daha okuyup ve düşünüp cevap vermesini istiyoruz ;
*Katil bir terörist lider diye kabul ediliyor ve onun muhatap alınması isteniyorsa,
*Anayasa mutlaka değiştirilmeli deniyor ve Millet tanımı parçalanıyorsa,
*İkinci bir dilin resmi olarak kabul edilmesi ve ikinci bir dil ile de eğitim talep ediliyorsa,
* “Karşılıklı ateş kes,silah bırakma” gibi söylem ve beklentilerle Türk Silahlı Kuvvetleri ile eli kanlı bir terör örgütü aynı kefeye koyuluyorsa,
*Bir parti, terör örgütünün uzantısı olarak etnik temele dayalı siyaset yapıyorsa ve bu terör örgütü de sözüm ona siyasi mücadelelerinin garantisi olarak görülüyorsa,
*DTP denen parti vekilleri de dahil olmak üzere,bu Devlet’ten açılım bekleyen sözüm ona bir de siyasetçi ve aydın geçinen bazı kişiler,BAYRAĞIMIZ’ın önünde ya da altında durmaktan rahatsız oluyorsa, İSTİKLAL MARŞI’mızı dahi söylemek istemiyorsa,
*Ve tüm iyi niyetlere rağmen,terör sonucu halen Askerlerimiz Şehit oluyor ve açılım isteyen bölücüler bu işe sessiz kalıyorsa, daha da ötesi güçlü olabilmek için bu saldırıları bir şekilde onaylıyorsa,
Bunları söyleyenlerin ve yapanların ,biz bölünmek istemiyoruz sözlerine inanmak mümkün mü ?
Bakan Bey siz buna gerçekten inanıyor ve bu söylemleri Ülkemizin Üniter yapısı adına bir garanti olarak kabul ediyor musunuz ?
Eğer ediyorsanız,vay halimize;
Çok işimiz ve de yeni bir Kurtuluş’a ihtiyacımız var demektir.